Galatasaray Trabzon gibi çok zor bir deplasmandan güle oynaya üç puanı alıp dönüverdi. Türkiye'nin en zor deplasmanında bunu başarabilmek hiç de kolay değil. Üstelik Fenerbahçe galibiyetinden sadece dört gün sonra. Galatasaray'ın en önemli özelliği kendine güveni ve takım olmaları... Bir de bunlara Elmander farkını ilave edelim.
Aslında maçı rahatlatan gol Elmander'in attığı ilk gol oldu. Topu alışı, dönüşü, sol ayakla köşeye vuruşu tam bir santrfor işi. İlk bakışta kolay gibi görünen, aslında çok zor ve çok yüksek kalite isteyen bir gol vuruşu. Bu gol Galatasaray'ı rahatlattı.
Trabzonspor, neredeyse tek bir sistemi olan bir takım gibi. Temel gol stratejileri Burak'a atılan defans arkası toplar. B planı olmayınca da, Galatasaray gibi bir rakibe etkili olmaları hiç de kolay değildi. Biraz Colman maçın havasına girmiş, gerisi boş.
Yazımızın başında "güle oynaya" derken Galatasaray'ın dolu dolu oynamadığını söylemek istedik. Dengeli oynadılar. Akıllı kapandılar. Fazla hata yapmadan maçı koparttılar. Devre biterken eski Trabzonsporlu Selçuk'un harika frikik golü mutlak dengeyi ve morali Galatasaray'a getiriverdi. Tıpkı dört gün önceki Fenerbahçe derbisi gibi maçı ilk 45 dakikada alıp gittiler. İkinci yarıda da Zokora'nın gereksiz kırmızı kartı gelince Trabzon için yapılabilecek hiçbir şey kalmadı.

ZOKORA'NIN KIRMIZISI DOĞRU

Fatih Terim, üstelik yeni transferlerle bezenmiş yeni bir takımı "Gerçek bir takım" yapma yolunda hızla ilerliyor. Bunu da her geçen maç daha iyi görüyoruz. Trabzonspor için işler iyi gitmiyor. Dün gece kaybettikleri oyuncularla vuruldular. Ve galiba Şampiyonlar Ligi'ndeki yorucu maçların bedelini de ağır ağır ödüyorlar.
Hakem Kuddusi Müftüoğlu, dün gece de maçı kafasına göre yönetti. Elleri görmedi. Faul ve kartlarda hata yaptı. G.Saray'ın ikinci golü öncesi kazandığı faul tartışılır. Ama Zokora'nın kırmızısı doğru. Zira Zokora topa zıplarken elini rakibinin suratına sokuyor. Ve bu hareket oyun icabı değil.