Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Ayakkabılar fırlatmakla bitmez

Düne "damgasını vuran" olaylardan biri İstanbul'daki "ayakkabı fırlatmaydı" elbette. Ancak;
"Taklit/çakma"
bir protestoydu.
"Patenti" Bush'a ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi'ye ait.
Protesto "saygın bir demokratik hak."
"Hoşgörüyle"
karşılamak gerek. Tabii işin içinde "vurup kırmak... Cam çerçeve indirmek... Silaha sarılmak" olmadıkça.

***

Zaman tünelinde neler görüp, yaşamadık ki... "Biri" Başbakanlığın önünde "Başbakan İnönü'ye kurşun sıktı."
Bereket İsmet Paşa'ya bir şey olmadı... Kurşun, "makam aracına" isabet etti.
"Diğeri" Başbakanlık koridorunda "Başbakan Demirel'e yumruk attı."
"Öteki"
parti kongresinde silahını "Başbakan Özal'a boşalttı."
Çok şükür "olay, ucuz atlatıldı."
1960'lı yılların ikinci yarısında, parti kongresinde bir delege "Genel Başkan/Başbakan" Demirel'i eleştirmişti:
- Her gün yollarda yürüyüş yapılıyor... Neden engel olmuyorsunuz?
Demirel yanıt vermişti:
- Vurup kırma olmadıkça isteyen istediği kadar yürüsün... Tabanı şişip/yanana kadar yürüsün... Yollar yürümekle aşınmaz.
***

Bu söz yıllarca aleyhinde kullanıldı ama, Demirel'in söylediği "dün doğruydu... Bugün yine doğru."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA