Cumhurbaşkanı Özal, Ekrem Hoca'yı çağırır:
- Ekrem, seni ne kadar takdir ettiğimi bilirsin... Benden sonra partinin ve hükümetin başına geçmeye lâyık kişisin... Fakat... Eşinin başı kapalı. - Turgut Abi... Bu yaştan sonra karımı boşayayım mı?
***
Burada bir
"ara not" sunalım.
Pakdemirli,
"kendisini asıl engelleyenin Semra Özal olduğuna... Bu konuda Özal ile Semra Hanım arasında büyük tartışmalar yaşandığına" inanıyor.
***
Neyse... Konumuza dönelim.
"Hikâyenin devamını" Pakdemirli'den dinleyelim:
Özal dedi ki... Ekrem, bana "takunyalı"
diyorlardı... Sana da "takunyalı
" diyorlar.
Evet, DPT'deyken Özal takunya giyerdi... Öyle aptes alırdı... Ama ben takunya giymezdim.
Sonra... Özal şunları söyledi... Asker, üniversite ve basın... Çok önemli... Bu kesimler sen Başbakan olunca "takunyalı... Eşinin de başı kapalı"
diye tutturacaklar.
***
Hikâyenin sonu... Pakdemirli
- Özal beni ikna etti... Konuştuk, tartıştık ve ikna oldum... O günün şartları öyle gerektiriyordu.