Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Üç defa inşa edilip iki defa yıktırıldı

Ayasofya Camii Külliyesi’nin bir parçası olan Ayasofya Medresesi, 1466’da inşa edildi. 1870’te Ayasofya Camii’nin çevre düzenlemesi ve 1935’te caminin müzeye dönüşmesi sırasında “büyük abidenin şerefini giderecek mahiyette olduğu” gerekçesiyle yıktırıldı. 1874 ve 2022 yıllarında ise iki defa yeniden inşa edildi

İstanbul 569 yıl önce fethedildikten sonra Ayasofya camiye çevrilince içine mihrap, minber, müezzin mahfili, vaiz kürsüsü gibi yapılar inşa edildi. Mozaikler kapatıldıktan sonra cami, çini ve kuşak yazılarla süslendi. Bir minare eklendi. Daha sonraki dönemlerde yapılanlarla Ayasofya dört minareli bir cami oldu. Ayasofya, zamanla çevresine yapılan eserlerle kilise vasfını kaybedip bir Osmanlı külliyesi oldu.
Osmanlı döneminde Ayasofya'da bir sıbyan mektebi, bir muvakkithane, bir kütüphane, iki sebil, bir üç yüzlü çeşme, devasa orta şadırvanı ve küçük duvar şadırvanı, bir büyük imaret, bir medrese, iki güneş saati inşa edildi. Ayasofya'ya Osmanlı döneminde ilave edilen yapılar ve külliyedeki tamiratlar, Hasan Fırat Diker'in Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi yayınlarından çıkan belgelere dayalı önemli eseri "Ayasofya ve Onarımları" isimli eserinde ve Semavi Eyice'nin araştırmalarında anlatılmaktadır.


Fossati'nin çizimiyle 19. yüzyılda Ayasofya.


AYASOFYA MEDRESESİ

Medrese, İslam eğitim sisteminin temel müessesesidir. Medrese, sıbyan mektebinden sonra orta, lise ve üniversite eğitimine tekabül eden bir eğitim kurumudur. İlk Osmanlı medresesi, Osmanlı Beyliği'nin ilk yıllarında çok erken bir tarihte kuruldu. Orhan Gazi'nin 1331'de kurduğu İznik Orhaniye (İznik) Medresesi ilk medresedir.
İstanbul fethedildikten sonra eğitim faaliyetleri Zeyrek kiliseleri ve Ayasofya'daki papaz odalarında yapıldı. 1459'da Eyüp Medresesi açıldı. Sultan Mehmed, bir süre sonra 1466'da caminin yanında bir medrese inşa ettirdi. Müderrisleri arasında Molla Hüsrev ve Ali Kuşçu da vardır.
Ayasofya Medresesi (Ayasofya-i Kebir Medresesi), 1596, 1607-1613, 1626-1627, 1634-1635, 1638, 1651, 1656, 1662-1665, 1707-1708, 1738-1739, 1825-1833, 1840- 1842, 1845, 1847-1850, 1852-1855, 1857, 1859 yıllarında olduğu gibi birçok defa tamirden geçirildi. Özellikle su yolları ve çatısı birçok defa onarımdan geçmiştir.



19. yüzyıl sonlarında 198 öğrenciyle İstanbul'un en kalabalık medresesiydi. Sultan Abdülaziz döneminde Ayasofya Camii'nin etrafının düzenlenip genişletilmesi faaliyetleri sırasında İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Server Paşa, 1870'te medreseyi yıktırdı. 1873 yılında Şeyhülislam Turşucuzâde Hacı Ahmed Muhtar Efendi'nin talebi üzerine medresenin tekrar inşası için keşif yapıldı. 1874'te veya daha sonraki bir tarihte yeniden inşa edildi.

'ESKİ ESER' SAYILMADI
Ayasofya Medresesi, Cumhuriyet döneminde medreseler kapatılınca, 1924-1934 yılları arasında Kimsesizler Yurdu oldu. 27 Ağustos 1934'te İstanbul Asar-ı Atika Müzesi'nde Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesiyle ilgili toplantı yapıldı. 27 Ağustos 1934 tarihli raporda Vilayet emrindeki harap mektep olarak anılan medresenin sağlam yerlerinin tamiri kararlaştırılmıştı.



24 Kasım 1934'te Bakanlar Kurulu kararıyla Ayasofya, cami statüsünden çıkarılarak Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlandı. Medresenin daha önce tamiri kararlaştırılmışken, 24 Mart 1935 tarihli komisyon raporu, Ayasofya'nın müzeleştirilmesi sürecindeki dönüşümü gösterir. Bu raporda "Ayasofya Müzesi'nin bitişiğinde bulunan ve belediyece kimsesizler yurdu olarak kullanılan bina, büyük abidenin şerefini giderecek mahiyette olduğundan evvelki kararımız vechile buranın yıkdırılması için Vilayete emir verilmesi hususunun tekrar arzı ve hatta bu binanın dış ve içinden alınacak fotoğraflarının da Bakanlık makamına gönderilmesi lazımdır" denildi.


Ayasofya Medresesi keşif defteri.

1935'te Ayasofya'nın etrafını açmak gayesi ve mevcut medrese binasının "eski eser" özelliğinde olmadığı gerekçesiyle Müzeler İdaresi tarafından tamamen yıktırıldı. Medresenin 1935'te yıktırılması, Ayasofya'nın bir Osmanlı külliyesi olduğuna vurulan ilk darbeydi.
1982'te temelleri tespit edilen medresenin yeniden yapılması tartışmaları başladı. Ancak uzun süre buna cesaret edilemedi. Rahmetli Haluk Dursun, 2006'da Ayasofya Müzesi Başkanı olduktan sonra yıktırılan Ayasofya Medresesi'nin yeniden inşası için çalışmaları başlattı. Daha sonra Ayasofya Müdürü olan Hayrullah Cengiz'in çabalarıyla 2014'te rekonstrüksiyon (yeniden inşa) projesi hazırlandı.


Fatih ve Ayasofya Camii kartpostalı.

Birçok akademisyen, bürokrat ve siyasetçinin (Numan Kurtulmuş, Mehmet Nuri Ersoy, Ali Yerlikaya, Ahmet Emre Bilgili, Ömer Arısoy, Gökhan Yazgı, Burhan Ersoy, Coşkun Yılmaz...) desteğiyle çok uzun süren ulusal ve uluslararası bürokratik ve farklı mücadelelerden sonra yeniden inşa edilen Ayasofya Medresesi, 15 Nisan 2022'de Cumhurbaşkanımız tarafından açıldı. Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi'ne Fatih ve Ayasofya hakkında bilimsel araştırmalar yapmak üzere tahsis edildi.

AYASOFYA, OSMANLI KÜLLİYESİ VASFINI TEKRAR KAZANDI
AYASOFYA müze olduktan sonra bir Osmanlı külliyesi olma vasfı kaybolmuştu. Rahmetli Ahmet Haluk Dursun Hocamız, Ayasofya'nın bir Osmanlı külliyesi olduğunu hep vurgulardı. Hocamız 2006-2012 yılları arasında Ayasofya'da başkan ve müdür olarak görev yaptığı yıllarda yapıya külliye vasfını tekrar kazandırmak için elinden gelenin fazlasını yaptı.


Haluk Dursun, Ayasofya'da II. Selim Türbesi önünde.

Haluk Hoca'nın büyük çabaları sonucu, II. Selim, III. Murad, III. Mehmed, I. Mustafa-Sultan İbrahim ve Şehzadeler türbeleri 2009'da açıldı. Hocamız, I. Mahmud Kütüphanesi ve şadırvanını görünür kıldırttı. Sıbyan mektebini lojman olarak kullanımdan çıkarttırdı. Yıktırılan Ayasofya Medresesi'nin yeniden inşası için projelerini yaptırttı. Medrese iki gün önce açıldı.
Haluk Hoca, tarihi külliyeye yakışmayan yeni binaları yıktırttı. Ayasofya'nın içerisindeki Kazasker'in 8 büyük hattı ile camideki diğer hatlar da döneminde onarıldı. 19. yüzyılın ortalarında Ayasofya tamiratı sırasında Fossati tarafından caminin dökülen mozaiklerinden Sultan Abdülmecid'in tuğrası yapılmış ve bu tuğra caminin duvarına asılmıştı. Ancak müze olduktan sonra yerinden indirilip bir depoya atılan tuğra, rahmetli Semavi Eyice tarafından bulunsa da bir türlü Ayasofya'ya asılamadı. Rahmetli hocamız, Semavi Hoca'nın uyarısı sonucu bu tuğrayı ait olduğu yere astırmıştı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA