Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FAHRETTİN ALTUN

Muhalefetin Pensilvanya ile aşkı Digiturk'te

Kutu kutu pense, elmamı yerse; Arkadaşım Kemal, Digiturk'ü yense!
Darbe yapacaklardı.
Pensilvanyalı, muzaffer komutan edalarıyla memlekete dönecekti. Siyaseti o dizayn edecekti.
İktidarın kompozisyonunu, yönünü tayin edecekti.
ABD'nin arkalarında olduğunu düşünüyorlardı. İsrail bunu temin etmişti.
Etmiş olmalıydı.
Her şeye çözümleri vardı. Uluslararası kredi desteğinin bile cepte olduğuna inanıyorlardı.
Kadroları hazırdı.
Hizmetkârları da. Voleyi vurmaları an meselesiydi.

***

Türkiye düşmanlarının yön verdiği Gezi kalkışması ile başladı süreç.
Pensilvanyalı, kendi meşrebince sahip çıktı Gezi kalkışmasına.
Darbe hazırlıklarına hız verildi.
Yerel seçimlerden önce bomba patlatıldı!
Pensilvanyalının paralel devlet yapılanması harekete geçti.
Düzmece bir iddianameyle birçok tutuklama yapıldı. Korkunç iddialar yayıldı her yere.
Güya, Türkiye yıllardır yolsuzluk batağına saplanmış bir hükümetle yönetiliyormuş.
Türkiye'nin yıllardır başında bulunan kişi, illegal bir çetenin lideriymiş, miş de miş!
İddiaların, iftira olduğu kısa sürede ortaya çıktı.
Hazırlanan dosyalar, dehşet bir tablo koydu Türkiye'nin önüne. Meğer paralel devlet yapılanması yıllardır illegal gerekçelerle binlerce kişinin telefonlarını dinlemiş.
Devletin içinde çöreklenmiş bu paralel yapı, millet çıkarını değil, Pensilvanyalının çıkarını gözetip hareket ediyormuş.
***

Bu, doğrudan siyasete yapılmış bir müdahaleydi. Türkiye'nin yürüyüşünün durdurulmasına yönelik Gezi kalkışmasından sonraki ikinci müdahale.
Ve bu müdahalelere karşı Türkiye'nin kelimenin tam anlamıyla milli, özgürlükçü ve demokrat kesimleri bir istiklal mücadelesi başlattılar.
Bu mücadele halen sürüyor.
Peki o günden bugüne bu mücadelede siyasetin başat aktörleri olması gereken muhalefet partileri ne yaptı?
Pensilvanyalının üfürmelerini "siyasi söylem" diye pazarladılar. Pensilvanyalının adamlarını partilerine aldılar. Pensilvanyalının medyasına "meze" oldular.
Bütün bunları niye yaptılar peki?
Her şeyden önce, korktular. Her birinin Pensilvanyalı ile bir hikâyesi vardı.
Hem, başbakana bunu yapan, onlara neler yapmazdı! Dahası, Pensilvanyalı onlara iktidar partisi karşısında kullanabilecekleri sihirli söylemler verdi.
O günden bugüne 3 seçim geçirdik, dördüncüsüne de 3 hafta kaldı.
CHP, MHP ve HDP bütün bu süreçlerde ikiletmedi, Pensilvanyalı ile aynı çizgide yer almaya dikkat etti.
Pensilvanyalı, "yolsuzluk" dedi, onlar da "yolsuzluk" dedi.
Pensilvanyalı, basın özgürlüğü dedi, onlar da basın özgürlüğü dedi.
Pensilvanyalı, "paralel devlet yoktur" dedi, onlar da "paralel devlet yoktur" dedi.
Devlet, Pensilvanyalının üzerine gittikçe, çeteye kayıplar verdirildikçe bunlardan "yandık anam" diye ses geldi.
Şimdi de hepsi birden Pensilvanyalı'nın medyasına yapılan müdahalelere göğüs germenin derdindeler.
Ergen tripleri eşliğinde milleti direnişe çağırıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak mitinginde "Digiturk aboneliğinizi sonlandırın" diye millete seslenmiş.
Ne yüce bir sesleniş!
Pensilvanyalı ile aşk dizisinin yeni bölümünde Digiturk kutuları var!
Ne sefil bir siyaset!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA