DÜNYA Kupası öncesi, içimizdeki "Niye Almanya'da yokuz" burukluğuyla Kanal 1 ekranları karşısına oturacağız. Tabii ki ay-yıldızlı gençlerimizin kupada mücadele etmesini can-ı gönülden isterdik ama gerçek futbolseverler için bu şölen de kaçırılacak gibi değil. Hele topun başındakiler Brezilyalılar olursa... Geçen hafta Brezilya Milli Takımı'nın bol gollü iki hazırlık maçını izledim. Oynadıkları oyunu sadece futbol olarak nitelemek bence sambacılara haksızlık olur. Onlar sanki başka bir şey oynuyorlar. Tıpkı Avrupa liglerindeki basketbol ile NBA basketbolu arasındaki fark gibi... Sanki enselerinde de gözleri var. Topuk pasları milim şaşmıyor. Onlar top çevirdiklerinde, rakip defansın önünde sanki bir madalyon sallanıyor ve topluca uyuyakalıyorlar. Ronaldinho'nun büyücü olduğundan şüpheleniyorum. Kaka çalım atarken deniz tutmasına uğruyorum. Robinho top sürmüyor da sanki, çimlerin üzerinde surf yapıyor. Roberto Carlos frikik attığında kalecinin yerinde olmadığıma şükrediyorum... Kısaca; ben bu takıma bayılıyorum. Bir futbolsever olarak bir ay boyunca Kanal 1 ekranları karşısına çakılacağımdan adım gibi eminim. Ama fikstürdeki Brezilya maçlarının karşısına üç çarpı attım. İki elim kızıl kanda olsa kaçırmam!