Türkiye'nin en iyi haber sitesi

YÜKSEL AYTUĞ

Mankenler dayak yerken...

FOX'un Bizden Kaçmaz programında Güzide Duran'ın sevgilisinden ulu orta dayak yediği iddia ediliyordu. İzleyince bir gün önce meslektaşım Tuna Serim'in anlattıkları aklıma geldi. Tuna'nın evine gelen temizlikçi kadın, kocasından sürekli şiddet görüyormuş. Her gün yüzü gözü mosmor temizliğe geliyormuş. Tuna sonunda dayanamayıp, "Bu hayat çekilir mi kızım? Neden şikayetçi olmuyorsun?" demiş. Kadının yanıtı şaşırtıcıymış: "Ne şikayeti abla? Deniz Akkaya bile dayak yemiş. Ben yesem çok mu?" Deniz Akkaya ile hayatı boyunca sadece "dayak yeme" paydasında buluşabilen ve bundan gurur duyan kadınların ülkesinde "kadına şiddet" artık neredeyse "erkeğin kadına duyduğu ilgi ve sevginin ifadesi" olarak görülmeye başlandı. Dayakçı koca, "Profesörler bile karısını dövüyormuş. Ben iki tane çaksam çok mu?" diye tokadı basıyor. Sonra da vicdanını "karısını döven koca profesörün hayali" ile soğutuyor. Temizlikçi kadın; mankenlerin, sokak ortasında yediği dayağı, soğuk et gibi morluklarının üzerine basıyor. Meslektaşlarımdan ricam; kadına uygulanan şiddeti "sıradan" olaylar olarak görmemeleri, göstermemeleri... Bu olayların suçlularını teşhir ederken, "Nasıl yakaladık ama?"dan çok, "Bu ne rezillik, bu ne vahşet?" demeleri. Zira bugün kadına uygulanan en büyük şiddet, dayağı sıradanlaştırmaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.