Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kuzguna yavrusu...

... Dünya güzeli görünürmüş derler... Bu sözün doğruluğu, "Yaprak Dökümü" dizisinde kanıtlanıyor. Ferhunde'yi biliyorsunuz. Şeytanın, işveli kadın kılığına bürünmüş hali. Ama ilahi adalet, onu en nihayetinde kendi kazdığı kuyulara düşürüverdi. Ama bunca kötülüğüne rağmen, annesi onu "evlat" olarak bağrına basmakta bir an bile tereddüt etmiyor. Hele, Gülşen'in evinden ayrıldıkları o sahne yok mu? Annesi, "Evet, ben de onun yaptıklarını doğru bulmuyorum ama onun annesiyim. Ne yaparsa yapsın, ihtiyaç duyduğu anda arkasında durmak zorundayım" deyip, yine onun peşine takılıverdi. O Ferhunde ki, hapisten çıktığı gün annesine bir sarılmayı, bir öpücüğü bile çok görmüştü... Öte tarafta "müzmin mağlup" Şevket, sonu gelmez başarısızlıklarıyla tüm aileyi perişan etmesine rağmen hâlâ annesinin "biricik" oğlu olarak el üstünde tutuluyor. Annesi, onu içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için gururu bir kenara bırakıp, çare bulmak adına çırpınıyor, didiniyor. Boşuna dememişler "ana gibi yar olmaz" diye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA