Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Zorunlu misafir

Ekranlarda dönen bir kamu spotu var. Sözde, insanları zorunlu deprem sigortası yaptırmaya özendiriyor. Ama bana göre kaş yaparken göz çıkartıyorlar.
Klip, deprem sonrası akrabalarının ya da tanıdıklarının evlerine sığınmak zorunda kalan depremzedelerin 'dramını' gözler önüne seriyor. Genç kız, elâlemin(!) evinde gönlünce banyo yapamıyor. Küçük çocuk hep ev sahiplerinin tercih ettiği programları seyretmekten bunalıyor vs...
Dış ses ise her seferinde beyinlere aynı çiviyi çakıyor: "Deprem sigortanızı yaptırın, zorunlu misafirlikten kurtulun..."
İyi de hani biz dünyanın en misafirperver milletiydik? Hani dünyada 'tanrı misafiri' denilen kavram sadece bize aitti? Hani bir Müslüman, komşusu aç yatarken, tok uyumazdı? Hele ki zor durumda olan kişi; bizim kanımızdan, canımızdan bir akrabamız ise 'zorunlu misafirlik' ne demekti? Tabii ki onu başımızın tacı eder, dilediği sürece evimizde misafir ederiz.
Bir de o klibi, sığındığı ailenin yanında izlemek zorunda kalan insanların o anda neler hissettiğini düşünün...
Evet, zorunlu deprem sigortası şart. Ama bunun tanıtımını yaparken, önemli bir değerimizi, erdemimizi yok saymaya gerek var mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA