Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kadınlara reva mı?

Aslında bu yazıyı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne saklamak istiyordum ama daha fazla dayanacak takatim kalmadı. Diyeceğim şu ki; ülkemin kadınları, gündüz programlarında acımasızca aşağılanıyor.
Öğle kuşağının önemli bir bölümü, kerameti kendinden menkul izdivaç programlarına ayrılmış durumda. Hemen her kanalda türeyen bu tür programlar yüzünden oluşan 'izdivaç rekabeti', durumu 'rezalet' düzeyine taşıdı.
Reyting uğruna adı 'izdivaç' olan bu programlar, evlilik kurumunu ve özellikle de kadınları aşağılayan, hor gören ve meta haline getiren bir hal kazandı.
Sahte nikah memurları mı ararsınız, koca değil 'sponsor' arayan kadınlar mı, evliliğin kutsal anlamını sadece SGK güvencesine indirgeyen mi, evlat hasreti çeken bir kadın üzerinden vicdan ticareti yapıp reyting damıtan mı, 70 yaşında olmasına rağmen, Amazon ormanındaki arı kuşu gibi karşısındaki kadını dans ederek etkilemeye çalışan çaresiz amcalar mı, etkileme gücünü tamamen göğüs ve bacak dekoltesine indirgeyen yaşı geçkin teyzeler mi... 32 kısım tekmili birden 'izdivaç' programlarında!

EN TEHLİKELİ VİRÜS
Peki sorun sadece izdivaç programları mı?
Keşke öyle olsa... Evlilik hazırlığı yapan kadınları 'En iyi gelin kim olacak?' diye yumurta gibi kafa kafaya tokuşturan programlar bizde.
Temizliği 'hastalık' boyutuna taşıyıp ev kadınlarının birbirini 'pasaklı' diye afişe etmelerine ve saç baş yolacak hale gelmelerine çanak tutan yapımlar da... Kocaların, artık beğenmedikleri eşlerini 'torna tezgahından geçirdikleri' ve bana göre kadın hakları ihlali bir yana 'insanlık suçu' işledikleri program da sadece bizim ülkemizde. Şöhret meraklısı genç kızların, sırf isimlerini duyurmak için her türlü jüri aşağılamasına boyun eğdikleri, 'eleştiri' adı altında birbirlerine hakaret edip cazgırlıkları kadar puan topladıkları, gençlerin, dış görünüme 'tapınma' düzeyinde önem vermelerini sağlayıp sadece tüketim toplumu oluşturma gayretlerine hizmet eden sözde moda programları da bizde...
Yıllar sonra hortlayıp gündüz kuşağına virüs gibi yayılan 'gözetleme' programlarının düzeysiz tartışmalarına ve şiddeti özendiren diyaloglarına ise hiç değinmiyorum.
Peki bütün bunlar ne için yapılıyor? Evde televizyon izleyen kadına deterjan satmak için... Peki benim ülkemin kadınları bu kadar rezil bir televizyonculuğun boy hedefi olmayı hak ediyor mu? Hani cennet, annelerin ayağının altındaydı? Hani bu ülkeyi kağnıyla top mermisi taşıyan kadınlar kurtarmıştı? Hani bu topraklara barış gelecekse, bunun mimarları 'analar' olacaktı? Bu mudur onlara reva gördüğünüz programlar?
Utanmıyor musunuz milletin anasını ağlatmaya?!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA