Türk kahvesi içilince, nedense fal da kapatılır. Sanırsınız hepimiz falcı bacıyız. Yahu sen fal bakmayı bilsen, önce kendine hayrın olur be kızım! Yüreğin ağzında 'Ne olacak acaba?' diye dolanmazsın.
Bu neyin özgüveni? Ne yedin, ne içtin de kahve falına yükseliyorsun?
Kadın kafası işte; kız arkadaş terapisi... Biz böyleyiz, böyleyiz de cümle âleme ilan etmeseydik iyiydi.

40 yıllık falcı gibi...
Geçen sabah, spordan sonra Bebek Kahve'de kahve içerken bir arkadaşımız geldi; 'Kızlaaar, fal mı bakacaksınız?' diye sorunca 'Aa tabii' dedim.
Oturdu, o da içti bir kahve.
O kadar neşeliyim ki, atladım falına. Sanırsınız, 40 yıllık falcıyım!
Kendimden nasıl eminim, falı nasıl ciddiye alıyorum anlatamam.
'Bak şimdi, senin için sıkılmış' (Falın olmazsa olmazı), 'D harfi görüyorum, yüz yüze geliyorsun.' (Bak seeen görüyormuş!)
Tam coşmuş gidiyorum, kafamı kaldırdım magazin muhabirleri çekiyor. Ertesi gün aç magazin sitesi Ayaklı Gazete'yi, karşında kocaman haber: 'Hangi ünlü şarkıcı, falcı çıktı?'
Anaam, bu ben!
Fotoğrafa bak, benden randevu almak için kuyruğa gir! Tarot var, kahve falı var, bakla falı var, su falı var... Ne istersen bende; o şekil.
Yandık yani, bir falcılığımız eksikti! Üç vakte kadar 'Ayşe, bana fal bak' diyenlerden fenalık geçirir miyim acaba?
NOT: Fotoğraf Ayaklı Gazete'den alınmıştır.