Feneryolu Bağdat Caddesi'nden Fenerbahçe'ye giden yol üzerinde 'Da Umberto' adlı bir İtalyan lokantası vardı. 'Vardı' diyorum, çünkü yılların Umberto'su artık yok... Kimler gelip kimler geçmişti Umberto'nun masalarından? Filiz Akın'dan Sibel Can'a birçok ünlü isim, Umberto'nun tiryakisiydi. Hatta Barış Manço, vefat ettiği akşam burada yemek yemişti. Umberto artık 'Palaimon Balık Restaurant' olmuş. Merak edip gittim... Hemen söyleyeyim, kapıdan girdiğiniz zaman sımsıcak bir hava sizi sarıveriyor. Çünkü Palaimon, Umberto'nun dokusunu hiç değiştirmemiş. Yemek sonrası kahvelerimizi içerken Palaimon'un yöneticileri Turan Korucu ve Mehmet Bal'la da tanıştım. İkisi de yaklaşık 30 yıldır restoran işindeler.

KADAYIFTA KARİDES
Tatlar yaratma konusunda sınır-mekan tanımıyorlar. Türk-Çin karışımı, 'kadayıfta jumbo karides' bunlardan biri. Kadayıfa sarılıp kızartılan, sonra bal katkılı özel sosla servis edilen bu yemek, hem görüntüsü, hem de lezzetiyle beğenilmeyi hak ediyor. Ülkemizin yemek kültürü açısından Doğusu ile Batısını birleştiren fener küşneme ise insana parmaklarını yedirtiyor. Çeşitli baharatlarla marine edilen fener fileto önce ızgarada sonra güveçte özel sosu ile pişirilip servis ediliyor. Sertliği bile kuzu eti gibi, lezzeti mükemmel. Sonra patlıcanlı levrek var. "Balıkla patlıcan bu kadar mı güzel uyar!" dedirtiyor insana. Palaimon'dan çıkarken Müjdat Gezen'in anı defterine yazdığı şu kelimeleri görüyorum: "Üç şeyden zevk aldım. Yemekler, mizah, servis; muhabbet. Diyeceksiniz ki 'Hani üç şeydi?' Dördüncüsü, üçünün birleşiminden çıkıyor"