Trabzonspor, ligde ilk yarının son maçında Fenerbahçe karşısında harakiri yaptı. Bir takım gol yer ama yaratmaz! Yenilen ilk golde Hüseyin öne çıksa rakibi bozacak ama geriye kaçtı. İkincisi Hüseyin'in büyük hatası. Üçüncü ise kelimenin tam anlamıyla komedi bir gol. Taçtan gelen topta savunmadaki iki uzun Çağdaş ve Erdinç'in arasından Semih kafayı vuruyor ve de Alex golü atıyor. Savunmada böylesi kişisel hatalar yapan üst düzey takımların, kabul etmek gerekir ki maçı lehine çevirmeleri - hele rakip Fenerbahçe ise- kolay değil.
Trabzonspor'un oyun formatında 6 oyuncudan Serkan dışındakiler sadece savunmada kalan oyuncular. Yani top Trabzonspor'a geçtiğinde ofansif anlamda hiçbir katkıları yok. Fakat gel gör ki. savunmada amatör çerçevede hatalar yapıyorlar. Geride kalan 4 oyuncu da hücumu düşünen oyuncular. Ama onların da savunma düşünceleri yok.
İşte savunmacıların hücumu, hücumcuların da savunmayı düşünmedikleri yapısıyla istenilen düzeyde olmayan Trabzonspor'un; sadece İbrahima Yattara ve Gökdeniz'in kişisel becerileriyle bundan daha iyi bir futbol ortaya koyması beklenmemeli.
UMUT BULUT BİLDİĞİNİZ GİBİ
Yattara bu maçta sezonun ilk yarısının en iyi oyununu sahaya yansıttı. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe'nin her iki kenarından geliştirdiği ataklarla rakip savunmayı çok güç durumlarda bıraktı. Trabzonspor'un Ceyhun ile bulduğu ilk golde de payı çok büyüktü.
İkinci yarıya 3-2 geride başlayan Trabzonspor, ilk devrenin aksine daha etkisiz bir oyun ortaya koydu. Bunda en önemli etken Ceyhun'un attığı iki golün dışında ortalıkta gözükmemesi ve Umut Bulut'un (Her zaman olduğu gibi!) sahada olmamasıydı.
Bu karşılaşma bir kez daha gösterdi ki, Ocak ayındaki ara transfer dönemi Trabzonspor için çok önemli. Öncelikle orta sahada oyunun iki yönünü de oynayabilecek bir ismi, ileride de çağdaş futbola yatkın bir santrforu kadrosuna katma zorunluluğu vardır. Yoksa bugünkü görüntüleriyle ikinci yarıda çok büyük hayal kırıklıklarının yaşanabileceğini, daha kötü günlerin yaşanacağını söyleyebiliriz.