İlk yarı baskısı bol, pozisyonu yok bir Beşiktaş klasiği izledik. İlk 25 dakikada baskı olağanüstüydü ama buna Gençlerbirliği'nin hücumdaki etkisizliği ve o alanda topu tutma yetersizliği de etken oldu.
İlk yarıda Beşiktaş rakip alanda çok fazla görünmesine rağmen neden gol pozisyonu üretemedi? Bunun en önemli sebeplerinden birisi kenar ataklarının istenilen düzeyde olmamasıydı. Bu yarıda sol kenardan geliştirilen bir atak girişimi yok. Sağ kanat ise bir-iki pozisyon dışında etkin değil. Orta sahada, Delgado da istenilen düzeyde olmadığı için Beşiktaş çok baskılı görünmesine rağmen rakip savunmayı zorlayamadı.
İkinci yarı Mustafa Pektemek'in plase fantazisiyle Gençlerbirliği mutlak golden oldu. Sonrasında Yusuf ve Holosko takviyesiyle Beşiktaş aradığı golü buldu. Futbol işte böyle bir oyun. Golü atan Ernst sahanın yıldızıydı. Gençlerbirliği'nde Kahe ise Samet Aybaba'nın emek hırsızıydı!

ŞAMPİYON GÖRÜNTÜSÜ YOK
Skor avantajını ele geçiren Beşiktaş, ataklarını sıklaştırdı ve 2 gol daha bulup zor bir maçı daha üç puanla bitirme becerisini gösterdi. Son haftalarda her zaman olduğu gibi kazanmasını bildi. Beşiktaş koşuyor, mücadele ediyor, seyircisinin desteğini maç boyunca arkasına alıyor, aynen dün olduğu gibi... Ama futbol!
Beşiktaş yense de, tatsız tutsuz. Tribünleri ateşleyecek, seyir zevki verecek bir takım görüntüsü vermiyor. Kabul etmek gerekir ki, şampiyonluk yolunda önemli olan 3 puanı alabilmek.
Fakat Beşiktaş son haftalarda her ne kadar kendisine gerekli puanları alıyorsa da, şampiyonluk için büyük artıları olan bir takım görüntüsü vermiyor. Benden söylemesi!
Gençlerbirliği oynadığı oyunla büyük hayal kırıklığı yarattı. Sadece savunma güvenliğini öne çıkartıp hücumu hiç düşünmeyince dünkü netice ortaya çıktı.