Transfer dönemi başladı. Ben, ülkemizde bu dönemi 'Hayal kırıklığı' süreçleri olarak algılıyorum. Akan, akıtılan onca milyon dolarlara, eurolara çok acıyorum. Ama en çok da bir dönme dolap örneği, bu transfer yanılgılarından hiç ders almadığımıza, alamadığımıza anlam veremiyorum.
Aslında iş, "Tavuk mu yumurtadan, yumartadan mı tavuk çıkar?" yaman çelişkisini bile bile bir verim alma şansına denk düşüyor. Teknik direktörünüz yok. Transferi siz yapıyor, teknik direktörü daha sonra belirliyorsunuz.
Diyelim; teknik direktörünüz var. Ama transferi ondan bağımsız yine siz yapıyorsunuz. Ardı sıra teknik direktörünüz başarısızlıkta "Bu oyuncuları ben almadım" diyor. Sonuç; teknik direktörü kovmak. Ya da teknik direktörünüz bu transferlere onay veriyor, göz yumuyor! Ama başarı yakalanamıyor.
Sonuç; popülist teknik direktör yetersizliği.
Örnekleri son şampiyon Beşiktaş'tan verelim. Geçen yıl aldıkları Hırvat oyuncu Gordon Schildenfeld. 2.5 milyon euroya aldıktan sonra yabancı kontanjanını boşaltmak için bedava sayılabilecek bir ücretle kiraladılar. Futbolcu "Benim gerçek babam sensin" diye Beşiktaş'ın kapısına dayanınca da alacaklarına karşılık bonservisini bedavaya verip yolladılar. Bu oyuncuyu Beşiktaş yönetimi mi, Ertuğrul Sağlam mı, Sinan Engin mi aldı? Şimdi giden paraya mı yanarsın, gidecek olana mı?
Temel soru kim kimleri aldı değil, kim niye alındı olmalı. 'Hele gelsin bakalım ne olur' arabesk anlayışını taşıyan Beşiktaş, bu sezon şampiyon oldu! Maldonadolu, Josicolu F.Bahçe'yi düşünün. Ve diğerlerini...
Özetlersek; sistem, sistem, sistem... Kulübün sistemi, takımın sistemi. Önce sistem, sonra bu sisteme oyuncu.
TOPUZ DÜMDÜZ ADAM
Barcelona'ya dünyanın en iyi santraforlarından Drogba'yı verseniz almaz. Çünkü sistemi bozar. Ama Mehmet Topuz gibi düz değil, dümdüz oyuncuyu Türkiye'nin en pahalı ücretini ödeyerek F.Bahçe alır. Fark bu işte!
Daum, sistemsiz ülkenin sistemsiz takımına mevsimlik geldiğinin bilincinde. Topuz uymasa da fatura Daum'a çıkmaz. Başarılı olursa, "Daum oynattı" denilir.
Hangi teknik adam ülkenin bu 4 takımına bir sistem bıraktı? Bu 4 takımın hangisi bir sistem yaratması için bir teknik adama 4 yıl, 6 yıl, 10 yıl sabredebildi?
Evet; tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?
Yine de köşeli birşeyler söylemek gerekiyor. Önce sağlıklı yönetimler oluşturmak, sonra doğru işler yapmak, böylece iyi kulüp olmak. Sonra iyi takım yaratmak, iyi çalıştırıcı ile buluşmak, onunla uyum içerisinde olmak, sabır göstermek, uzun yıllar çalışarak istikrarı yakalamak ve sistemi yaratmak. Kuşkusuz tüm bunlar çok zor iş. Ama zorunlu iş.
