Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Dini böyle bozacaklar (Dini tahrif projesi)

Önümüzdeki yıllarda radikal oluşumları tetikleyecek ve İslam âlemindeki ayrışmayı daha da derinleştirecek din merkezli projeler hız kazanacaktır. Bu projelerin Müslüman halkın geneline etkisi cılız olacaktır belki ama dinden rahatsız olup dine karşı dini kullanan Müslüman görünen kitle ile oryantalizmin maşası olan bazı kesimlerde etki bırakacağı kesindir.
Sağlıklı, donanımlı, toleranslı, sağlam ilkelere dayanması ne istediği belli olan, kendini kullandırmayan bir dini anlayış, İslam üzerine operasyon icra eden tarafları daima rahatsız eder. İslam âlemindeki radikal dini oluşumlar, mezhepsel hareketler, şiddet, bölünmüşlük bu proje sahiplerini rahatsız etmek bir yana ayrıca memnun kılacaktır. Kendilerine dokunmadıkça İslam âlemindeki kan ve gözyaşı bunları pek de ilgilendirmez.
Kur'an-ı Kerim, sünnet (Hz. Peygamber (s.a.v.) söz ve eylemleri) ve siyret (Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hayatı) ve sonraki dönem alimlerinin tecrübeleri bizi fırtınada limana ulaştıracak şer'i, hukuki- dini- vicdani metottur. Bunun dışındaki her proje defoludur, şaibelidir ve dini tahrip etmeye yöneliktir. Bugüne kadar olduğu gibi şimdi ileride daha yoğunlaşacak projeleri özetleyelim.
Kur'an İslam'ı: Görünüşte hiçbir Müslüman'ı rahatsız etmeyecek bir başlık. Ama iş anladığınız gibi değil. Bu sözün açılımı şudur; 'Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hayatını, hadislerini yok sayacak' bir İslam projesi. İki yüzyıldır oryantalistlerin meşhur projesidir bu.
Kur'an İslam'ı projesi, zannettiğiniz gibi Kur'an'ı okuyup onun mesajını hayata yaymak anlamı taşımıyor. Tam aksine Kur'an ayetlerini diledikleri gibi yorumlayacak ve 'paralel bir din' kuracaklardır. 'Kur'ancılık' hareketi Pakistan havzasında oryantalistlerin kurduğu 'mealcilik' hareketiyle 'peygamberi' yok sayma paydasında buluşurlar. Bu akımın temelinde; hadis, sünnet, icma ve kıyas denilen ana temalar, disiplinler yoktur.
Abdullah Chakralami'nin oluşturduğu Kur'an ehli Gulam Ahmed'le Pakistan'da yer edindi. Birçok önemli sapkın ekol buradan hareketle İslam âleminde Hz. Peygamber'i (s.a.v.), sünneti yok sayan, hatta onu anmayı şirk sayan batıl hareketlerin merkezi olmaya başladı.
Peygambersiz İslam Projesi: Bu akım aslında Hz. Peygamber'e (s.a.v.) inanan Kur'an'ın bizzat kendisini inkâr etmektedir. Çünkü bana vahiy geldi diyen zatı reddedecek, ona inen vahyi var sayacaksınız. Halbuki vahiy de, sünnet de aynı mübarek ağızdan çıkıyor. Biri Allah'ın vahyi, ötekisi ise bu vahyin yorumu, beyanı, açıklaması.
'Peygambersiz İslam' projesini yürütenler; sünneti yok sayarak, Hz. Peygamber'e (s.a.v.) bağlılığı emreden ayetleri başka kavramlarla savunarak, İslam'ın tam 23 yıllık peygamberlik pratiğini hurafe olarak adlandırırlar. Örtülü bir inkâr çamuruna düşen bu ana akım, Hz.
Peygamber'in (s.a.v.) peygamberliğinden şüphelidir.
Hadisleri Uydurma Sayma Projesi: Filan hadis uydurmadır diyene, nereden biliyorsun dediğimde size hadis metodolojisinin getirdiği bilimsel metot veya eleştiri yerine kendi aklını koyup cevap verir. Problem bu. Ne kadar işi bilmeyen varsa hadis hakkında konuşur oldu. Hadisleri hurafe sayan bu ekol de, Hz. Peygamber'i (s.a.v.) yok sayan paralel dinin bir cenahını temsil eder.
Hadislerin sahihlik meselesi 1300 sene öncesinden çözüme kavuşturulmuş bu konuda yüzlerce eser yazılmış; bütün hadis ileticilerin hayatı didik didik edilmiştir.
İbn Hacer, Mizzi'nin kitabı ihtisar ettiği Tehzibu't Tehzib adlı eserinde eklemelerle (12415) ravinin halini masaya yatırmıştır. Bu iş hakkında konuşmak o kadar mı basit? Koca bir ilim deposunu, hadis ilmi ve sahih hadislerle ilgili yüzlerce eseri, çay masalarındaki dedikoduyla mı yok sayacağız.
Mezhep Düşmanlığı Projesi: İmam-ı Azam'dan İmam-ı Şafii'ye oradan Malik ve Ahmed bin Hanbel'e uzanan bu büyük hazineyi gözden düşürüp Müslümanları sağa sola savuracak Müslüman sayısınca mezhep kurduracaklar. Zaten bir türlü bir araya gelemeyen enerjimizi birbirimizi tekzip edecek bir kaosa döndürecekler. Camiler bölünecek, namazlar farklılaşacak, haram ve helaller Kur'an ve Sünnet bilincinden, dedikodu ulemasına dönüşmüş kişilerin egosuna mahkûm edilecek.
Tasavvuf Düşmanlığı Projesi: Kur'an'ın ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sünnetinin ruhuna uygun olmayan, oradan kaynaklanmayan hiçbir söz -yol -hareket bizim için bir anlam taşımaz. Tasavvuf da öyle. Kur'an'a ve sünnete uygun olan bir tasavvufa düşmanlık Mevlana- Yunus- Abdülkadir GeylaniŞahı Nakşibend gibi maya tutmuş bütün zenginlikleri toprağa gömmek demektir. Aslında soru şu: Bütün bunlara düşmanlık edenlerin sundukları ne? Kendileri ne? Kim bunlar? Dertleri ne? Yapayım derken yıkan, ifşad ederken ıslahçılarız diyen bu kişiler nereden yetiştiler? Nereden çıktılar?
"Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını artırmıştı. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azap vardır. Hem onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın' denildiğinde 'Biz ancak ıslah edicileriz' derler. İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir. Fakat anlamazlar. Onlara; 'İnsanların inandığı gibi inanın' denilince 'biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız' derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir. Fakat bilmezler." (Bakara, 9-13)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA