Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Tek gündemi ABD olanlar

On yıldır tek kutuplu düzenin sona erdiği, artık Çin başta olmak üzere farklı aktörlerin küresel ekonomiden siyasete belirleyici rolünün arttığı çok kutuplu bir döneme girdiğimiz yazılıp çiziliyor. Ne var ki hâlen ana akım siyasetimizin ve medyamızın önemli kısmının tek pusulası ABD olmayı sürdürüyor.
Türkiye, Pakistan'la mı yakınlaşıyor; Azerbaycan'ı mı destekliyor; Afrika'ya çıkarma mı yapıyor? Konu fark etmez. Tek meseleleri "ABD ne der?"
On Büyükelçi krizinde de böyle oldu. Aynı koro "yandık, bittik, kül olduk" nakaratını söylemeye girişmişti ki kazın ayağının öyle olmadığını gördüler. "Biden, Erdoğan ile görüşmez" öngörüleri de boşa çıktı. Görüşme zaten oldu da Biden'ın Erdoğan'a asker selamı verdiğini bile gördük ki mevzubahis arkadaşların kalbine inmemiştir inşallah.

Diyeceğim o ki Türkiye'yi dışlamak, görüşmemek, dikkate almamak Batılı ülkeler için de bir yük. O yüzden şu içselleştirdiğiniz "ev zencisi" halinizden vazgeçmeyi artık deneseniz derim.

***


İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AKBABALARI
Şebnem Şirin, 23 yaşında, hayatının baharında bir genç kızımızdı. Sevgilisi tarafından boğazı kesilerek hunharca öldürüldü. Katili Furkan Zıbıncı kıskıvrak yakalandı. Emsal davalara bakılırsa ağırlaştırılmış müebbete çarptırılacak ve gün yüzü göremeyecek. Ancak maalesef herhangi bir trajediyi siyasetin malzemesi haline getirmekten çekinmeyenler yine akbabalar gibi üşüştüler. Hakkında bir kez bile tedbir kararı alınmamış bir katil söz konusu iken mevzuyu yine alakasız biçimde İstanbul Sözleşmesi'ne bağladılar. Sözleşme veya onunla ilişkilendirdikleri kanun, başvuru yokken nasıl hayat kurtarabilir diye sormadılar. Çünkü dertleri bir acıyı duyurmak ve paylaşmak değil, o acıyı kullanmaktı. Kaldı ki başvuru olsaydı dahi sözleşmeden çekilmemiş olmamızın yarattığı bir fark olmayacaktı. Aynı güvenlik protokolü birebir uygulanacaktı.
Ya da bu vahim olayı "AK Parti'nin kadına değer vermemesi" gibi mesnetsiz kalıplarla açıklamaya çalışan fırsatçılara ne demeli? Katilin politik görüşünün CHP'ye yakın olduğu, hayat tarzının da AK Parti ile ilişkilendirdikleri dindar hayat tarzının yanından bile geçmediği sosyal medya paylaşımlarında açıkça görülüyor. Kaldı ki Pınar Gültekin cinayetinde de aynısı yapmışlardı. Sonra katilin ailesinin CHP'ye yakın olduğu ve hatta Pınar'ın babasının CHP'li vekil Süleyman Girgin tarafından aranarak davadan vazgeçmesinin istendiği ortaya çıkınca da kulaklarının üzerine yatmışlardı.
Başka vahim olaylarda tam tersi de olabilir. Bizi katilin siyasi, dini veya etnik kimliği ilgilendirmez. Önemli olan yeni maktullerin olmaması için uğraşmak, olduğunda ise adaletin yerini bulması için çaba sarf etmektir. Konuyu bundan ötesine çekenlerin siyasi tercihini maktulün bile önüne koyan bir egoizm içinde olduğu açıktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA