Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Meydanların ruhu

Taksim'le başlayan gösteriler, vatandaşın sadece bir bölümünü temsil ediyor.
Eylemlere katılan büyük çoğunluk, laik, Atatürkçü, Batılı hayat tarzını benimsemiş sol eğilimli insanlar. Arada sırada televizyonlarda okunan ya da Facebook ile Twitter'a yansıyan
"Ben AK Partiliyim ama bu gösterilerin ruhunu onayladığım için katıldım"
mealindeki sözler istisnadır.
Meydanlarda, muhafazakâr ya da AK Partili insanlar bir elin parmakları kadar az.
Zaten, Başbakan Erdoğan'a yönelik galiz küfürlerin sarf edildiği, incitici duvar yazılarının yazıldığı bir ortama, muhafazakâr kişiler hoşgörüyle bakmaz. Deniz Gezmiş'in Atatürk Kültür Merkezi binası üzerinden büyük boy fotoğrafının sarkıtılması bile, kalabalıkların zihniyetini ortaya koyuyor.
Benimkisi sadece bir tespit; kötülemek, damgalamak, ayrıştırmak gibi bir amacım yok. Ama eylemleri yürütenler, Erdoğan'ın otoriterleşmesine meydan okurken, bütün Türkiye'yi kendilerinden ibaret sanmasınlar diye yazıyorum.
Farklı çizgide olanları ötekileştirmesinler.
Maalesef Twitter'a da yansıdığı için görüyorum, Erdoğan'ın üslûbunu beğenmeyenlerin kendi kullandıkları dil sorunlu ve hakaretamiz. Ve genelde sanıyorlar ki: "Tayyip'in işi bitti. İktidar bir adım ötelerinde." İyi niyetle başlayan eylemlerin bir yandan tahkir ve tezyif edici bir dile, bir yandan Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya yöneldiğini üzülerek görüyorum. Ama tabii ki, unutmayalım, kıvılcımı maalesef iktidarın basiretsizliği ateşledi.
Erdoğan'ın buyurgan, "Ben yaptım oldu" otoriter üslûbu bir öfke birikimi yarattı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA