Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Evliliğin başarısı ayrıntılarda gizlidir

O gece eve gittiğimde, karımın gözlerinin içine bakıp, gerçeği kendisine söyledim: "Seninle boşanmak istiyorum."
Boşanma şartlarımızı ihtiva eden belgeyi de ona uzattım. Evi, arabayı ve şirketimin % 30 hissesini karıma bırakıyordum.
10 yılı birlikte yaşamıştık. Önemli bir tartışmamız olmamıştı.
Ama ben bir başkasını seviyordum...
Esra'yı...
Karım, niçin boşanmak istediğimi sormadı. Sadece, gözlerinden yaşlar süzüldü sessizce. Bunun için üzüldüm ama, kararımı vermiştim. Ertesi sabah, bana, hiçbir talebinin olmadığını açıkladı. Sadece, tek bir şartı vardı: Bir ay süreyle, ilk günkü gibi onu kucağıma alıp, yatak odasına taşıyacaktım.
Çok saçma buldum bu şartı fakat, tartışmak da istemedim.
İlk gün, kucağıma alıp yatak odasına onu götürdüğümde, ikimiz de birbirimize karşı biraz çekingen davrandık. Uzun süredir temasımız olmamıştı.
Oğlum, bizim böyle yakınlaştığımızı görünce sevinçle ellerini çırptı; "Babam annemi çok seviyor" diye bağırdı. Günler günleri kovaladı... Karımı her kucağıma alışta, ona biraz daha yakınlaştığımı hissettim. Gözlerinin kenarında çizgiler belirmiş, saçlarına ak düşmüştü.
Yaşanmışlığı yansıtıyordu.
Yüzündeki hüzün her gün derinleşiyordu.
Artık kolayca kucağımda taşıyabiliyordum; ben mi güçlenmiştim, yoksa o mu kilo kaybetmişti? Bir sabah hangi elbiseyi giyeceğini seçmek için uğraşırken, anladım ki karım epeyce kilo vermişti. Üzüntüden diye düşündüm.
Oğlum, annesini kucaklarken beni görünce her defasında ellerini çırpıyor ve "Babam annemi çok seviyor" diye bağırıyordu. Onun bu sevinci beni üzüyordu. Çünkü boşanacaktık, o da büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaktı.
Bir aylık sürenin sonuna bu şekilde geldik. Karıma olan bağlarımın ne kadar güçlü olduğunu geçen süre içinde keşfetmiştim.
Ayrılamayacaktım. Esra'ya bu kararımı açıkladım. "Karımdan vazgeçemeyeceğim, onunla boşanmayacağım" dedim. Tabii çok kızdı; bağırdı, çağırdı. Ben ise, hayatıma eşim ve çocuğumla yeniden başlamanın sevinci içindeydim.
O gece çiçekler aldım, eve öyle gittim. Karıma "Ölene kadar birlikte olacağız, seni hep kucağımda taşımaya hazırım" diyecektim.
Eve geldiğimde onu yatakta buldum. Meğer, kanser hastalığına yakalanmış; son evresinde olduğu için yaşama şansı yokmuş. Ben üzülmeyeyim diye gerçeği saklamış; Esra ile yaşadığım aşk yüzünden hastalığını fark etmemişim. "Boşanmayalım; bir ay süre ver; beni kucağında taşı" derken oğlumuzun gözünde daima eşini seven bir adam olarak kalmamı arzu etmiş.
Bir ilişkide önemli olan hayatın küçük ayrıntılarıdır. Ev, araba, para belki yaşantımızı kolaylaştırır.
Ama, saadet getirmez.
Ben bunu maalesef karımı kaybederken, son günlerde ancak fark edebildim. Sizler, bir kelimenin, bir temasın, bir bakışın evliliğinizin korunmasına sağlayacağı katkıyı unutmayın. Birbirinizden kolay vazgeçmeyin. (Ayşe Komili'ye teşekkürler)

Bir insan seni üzüyorsa, bil ki onun içinde büyük bir sıkıntı vardır. Ceza değil, yardıma muhtaçtır.


YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA