Enflasyon düşüyor. Faizler iniyor. Ekonominin göstergeleri pozitife yönelmişken, hala sokaktaki vatandaşa bu iyileşme pek yansımadı. İyi ama marketlerdeki sepet ortalaması 8 milyon liralardan 13 milyon liraya kadar çıkmış. Yine de Tunç Çapa ihtiyatlı iyimserliğini elden bırakmıyor. Her ne kadar alışveriş miktarı artsa da perakende sektörünün 2003'te geçmiş yılların zararlarını düzeltmekle geçirdiğini düşünüyor. Peki Tunç Çapa kim? Türkiye'nin ünlü soy isimlerinden birine sahip olan Çapa Ailesi'nin bir ferdi. Hani şu ünlü Çapamarka'nın yaratıcılarından ve markayı toparlayıp, allayıp pulladıktan sonra kendi deyimiyle iyi bir paraya yabancılara satma başarısını gösteren işadamı. Bol kupaları olan milli binici. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin'in ise sağ kolu. Gima Yönetim Kurulu Başkanı ve son olarak da Dolmabahçe'de daha önce Levent Kırca tiyatrosunun yer aldığı çadırda açılan alışveriş merkezi G-Mall'ın yaratıcısı. Söyleşi için buluştuğumuz gün, önceki akşam yemeğini G-Mall'ın girişindeki Sütiş'te yediğini ve 5 milyon liraya karnını doyurduğunu söyledi. Anlatmak istediği G-Mall, öyle uzaktan bakıp kapısından içeri girmeye cesaret edilmeyecek bir yer değildi. Çapa, yorulan bütçelerin soluklanacağı bir mekan yaratmak istemişti ve çadır bunun için idealdi.
* 1995 yılında aile şirketi Çapamarka'yı yabancılara satma nedeniniz neydi?
İyi para verdiler! O yıllarda yabancı sermaye yatırımları cazipti. Aile şirketlerinin yabancı sermayeyle rekabetinin zor olacağını görüyordum.
* İş hayatına müşteri temsilcisi olarak Çapamarka'da başladığınızı söylemiştiniz. Sonra aile şirketinden çıkıp, gıda sanayiinde çalıştınız ama o yıllarda tekrar Çapamarka'ya döndünüz, nedeni markayı satışa mı hazırlamaktı?
1979'da şirketimiz zora düşünce, döndüm. Şirketi toparladım. Zaten toparladıktan sonra da sattık.
* Sattıktan sonra ne yaptınız?
Atlarıma döndüm. Kendime dinlenme payı verdim. Sonra bir gün Hüsnü Bey (Özyeğin) aradı. Gima'yı satın aldım, gidip bakalım dedi. Gittik, baktık. O günden sonra ben Gima'nın dışına çıkmadım.
* Öyle görünüyor ki, Hüsnü Bey Gima'yı size güvenip satın almış!
Valla kime güvendi bilmiyorum ama o tarihlerde 2 motorlu bir uçakla ben Türkiye'deki bütün Gima'ları dolaşmaya başladım. 1996 yılının Kasım'ıydı. Sonra da bir psikiyatriste gitmeye başladım.
* Gimaların hali sizi bunalıma mı soktu yani?
Çok kötüydü. Türkiye'yi bu hale siyasiler getirdi. Gima'da daha önce bir KİT'ti ve iktidar olan her siyasi parti, döneminde içeriyi yandaşlarıyla doldurmuşlardı. Oysa hizmet sektörü, ehil insanların elinde olmalı.
* Sizin elinizde Gima ne kadar büyüdü?
Gima'nın kapısından hafta içi günde 100 bin, haftasonu da 138 bin müşteri giriyor. Satın almadan önce Gima'yı günde 12 bin müşterisi varmış. 33 bin metrekareden 116 bin metrekaye çıktık. Şu anda Gima, 410 milyon dolarlık net satışa ulaştı. Böyle bir rakamın Türkiye için ciddi olduğunu düşünüyorum.
* Zincir mağaza deneyiminiz olmamasına rağmen bu başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Daha önce Migros dahil bütün zincir mağazalara mal veriyordum. Yani yapıyı aşağı yukarı biliyordum. Biz Gima'ya 47 milyon dolarlık yatırım yaptık.
* Hem de kriz yıllarında mı?
Açıkcası krize yatırım yaparken yakalandık. Devam eden şantiyeler vardı. Sepet ortalaması 13 milyon liralardan 8.5-9 milyon liraya düştü. Krizde yatırım yaptığımız için, şirketin karlı olması durumu biraz uzadı. Bir işletmenin başında olan insan kar etmek ister. Biz mahrum kaldık.
* Şu anda sepet ortalaması nedir?
Bu ay itibariyle hafta içi ortalama 16 milyon liralık, haftasonu da 20 milyon liralık alışveriş yapılıyor. Her ne kadar rakamlar yükselmiş gibi görünüyorsa da ben, 2003 yılında perakende sektörünün kötü bir yıl geçirdiğini, satış hedeflerini tutturamadığını düşünüyorum. Satışlar enflasyonun altında kaldı. 70'li yıllardan beri insanları ezen enflasyon satın alma gücünü bitirdi. Şimdi bütçelerin biraz soluklanması lazım. Özal'ın zamanındaki orta sınıfı yaratma rüyası yok oldu. Krizler sonrası zenginler ve fakirler olarak insanlar ikiye ayrıldı.
* Otomotiv gibi sektörler bu yılı çok iyi geçirdiğinden çok mutlu. Siz öyle değilsiniz anlaşılan. Peki ne zaman trend yukarı yönelir?
Biz otomotivden çok daha farklı bir sektörüz. 2004'ün 6'ncı ayında kıpırdanma başlar. Aslında ben özellikle 2005'e çok umutla bakıyorum.
* Yabancı bir şirketle Gima'nın evlilik ya da satın alma projesi olabilir mi?
Yabancıların önce İMKB'ye gelmesi lazım. Avrupa'da da ciddi bir kriz var. Euro dolar karşısında çok değer kazandı. Tahminim 2004'te euro dolar paritesi 1.30'lar seviyesine gelir. Krizden sonra bizim şirketin de değeri düştü. Üstelik yüzde 80 gibi büyük oranlarda. 450 milyon dolardı piyasa değeri. Bu rakam krizde 36 milyon dolara kadar geriledi. Şimdi 70 milyon dolara çıktık tabii. Ben artık iyimserim. Türk ekonomisi vesayet altında. Biz işimizi yapamadık diye IMF geldi. Böyle olmasaydı vesayet altında olmayacaktık.
* Paradan para kazanma dönemi geride kaldı şimdi tabii. Fiba'nın perakende de yoğunlaşmasınının sebebi bu olabilir mi?
Fiba grubu, bankaların ekrandan para kazandığı bir dönemde bu işlere girdi. İleriyi gördüğü için. İstihdam yarattı. Doğru olan buydu.
* Süpermarketleri bizim dolaştığımız gibi dolaşmıyorsunuzdur siz şimdi...
Göz bir zaman sonra fazla görmeye başlıyor! Türkiye'yi çok iyi tanıdığım için, gittiğim her Gima mağazasında mutlaka eleştireceğim konular oluyor. Nelerin eksik olduğunu hemen görüyorum çünkü. Bir de kontrol müşteri raporlarına çok itibar ediyorum.