Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EK EBRU KILIÇOĞLU

Yine yollar...

Denizhan Abi, maçı falan bırakmış, "İnşallah o taş yerindedir" diye dua ediyor... Akıllılık ederek, arabasını Atatürk Olimpiyat Stadı'nın otoparkına sokmamış... Amaç, maç çıkışı rahat etmek tabii ki. Ama şimdi hava kararıp da, stat dışında aydınlık hiçbir yer kalmayınca, gelirken üzerine basarak "dereyi" atladıkları taşı bulamazlarsa, tarlanın ortasında kalma endişesi içinde. Bizim de durumumuz farklı değil aslında... Taşa ihtiyacımız yok ama şu ışınlanma ne zaman hizmete girer acaba? Zira futbol maçlarının klasik adeti olan "5 dakika erken çıkalım da, trafiğe kalmayalım" klişesi, bu diyarlarda geçerli değil. Nitekim bitiş düdüğünden sonra, arabamıza yürürken sırasıyla 15 dakika önce ve 10 dakika önce çıkanlarla selamlaşıyoruz, bekliyorlar arabalarının içinde... Kaldı ki, istersen 45 dakika önce çık! O zaman da hâlâ maça gelmekte olanların trafiği var yollarda!

Kötü anılar...
İnsan beyninin, kötü anıları silmek gibi bir özelliği varmış, öyle diyor psikologlar... Aksi takdirde, mesela Marmara Depremi'nin yarattığı depresyon bu kadar hızlı sonlanmazmış... Galatasaray taraftarı için de, bu sezon Ali Sami Yen'deki ilk maçla silinivermişti kötü anılar... Sanki hiç yaşanmamıştı "Olimpiyat" eziyeti. Halbuki kim bilir kaç baba, o trafik cinnetinde beklerken oğlunu evlatlıktan reddetti sinir bozukluğundan; kim bilir kaç karı-koca boşanma aşamasına geldi, "3 saat mi sürer canım bir maçtan dönmesi?" tartışmaları sebebiyle... Şimdi bir kez daha korkuları ile yüzleşmek zorunda Galatasaray taraftarı! Federasyonun "kobayı" olarak bugün saat 19.00'da Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanacak İstanbulspor karşılaşması... Öyle rivayet olunuyor ki, eskisi gibi değilmiş, çok değişmiş Olimpiyat! Artık kimseyi üzmüyormuş, hatalarından ders almış... Bilmiyoruz. Öyle şiddetli bir ayrılıktı ki yaşanan, bir daha yüzünü görmeyi istemedik hiçbirimiz, arkamıza bakmadan kaçtık... Bu nedenle neyin ne olduğunu ancak bugünkü yazıda anlatabileceğiz size...

Her şeye rağmen...
Beşiktaş, Çarşamba günü taraftarsız oynadı Gençlerbirliği ile "tekrar" maçını. Oyunu zevksiz kılan, sadece futbol değildi şüphesiz. Aynı zamanda seyircilerin yokluğuydu. Ve herkes, bir kez daha fikir oldu ki, taraftar gerekli bir futbol takımı için. Hele ki, şampiyonluğa giden, umutlarını da liderle arasındaki puan farkına rağmen son haftalara kadar taşıyacak olan bir takım için... Olimpiyat denilince insanın tüyleri diken diken oluyor sinirden tamam ama, nasıl ki derbiler sınavıysa Galatasaraylı futbolcuların, bu da Galatasaray taraftarının sınavı olacak sonuçta. Kutlanacak olan 100. yılda pay sahibi olmak ve "Beraber yürüdük biz bu yollarda" tezahüratını hakkıyla bağırabilmek için Galatasaray taraftarı, gerçek taraftar olarak "orada" olmak, o stadın kullanıma açık 38.000 koltuğunu doldurmak zorunda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA