Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yeniden kapanmanın altlığını yapıyorlar, aman dikkat!

20 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ekonomik paketin ardından piyasaları canlandırmak için her gün yeni bir formül devreye sokuluyor.
Yeni enstrümanlara dair kamuoyunda da bir beklenti oluşmuş durumda...
Yaratılan panik nedeniyle parasını korumak için panikle dövize yönelen vatandaş sakinleşti. Kripto paralara ya da "otomobile" yatırım yapmak gibi maceralardan uzaklaştı. Devlet garantili yatırım araçlarını sabırsızlıkla bekleyenlerin sayısı hiç de az değil.
Ne var ki piyasaların kendine gelmesi, toparlanması için henüz zaman var...
Zira pandemi kısıtlamaları nedeniyle ekonomik hayatın doğal dengesi öyle böyle bozulmadı. Faaliyet halindeki pek çok sektörde işler durma noktasına gelirken, riskleri göze alamayan yeni müteşebbisler de yatırımlarını askıya aldı.
Nitekim belirsizliğin büyük oranda giderilmesine ve dövizdeki hareketlilik gibi maliyet artışlarına neden olan etkenlerin dizginlenmesine rağmen fiyatlar artmaya devam ediyor.



Görüyorsunuz... Etiket hesapları artık, piyasadaki mevcut maliyet verilerine göre değil, uzun vadeli spekülatif tahminlere göre yapılıyor. Satılan ürünün maliyeti, gelecek aylardaki tahmini girdi fiyatları üzerinden hesaplanıyor.
Olan da ihtiyaçları sabit, dar gelirli vatandaşa oluyor.
Daha fenası ise, hükümet bir yandan ekonomik hayatı ayağa kaldırmak için bedelini göze alıp omuz verirken, birileri de çelme takmaya çalışıyor... Yeniden kapanmanın altlığını yapıyor.
Örneğin, milyonlarca kişinin ekmeğini kazandığı ancak izolasyon tedbirleri nedeniyle ağır darbe alan kafe, bar ve restoran gibi işletmeler için yeni tedbirler tartışılıyor.
İnanın, tedbirlerin kısmen kaldırılmasıyla biraz soluk alan, yaralarını saran sektörün, çalışma saatlerine yönelik olası sınırlamaları kaldıracak gücü yok.
Piyasadaki risklere aldırmadan bu alana yatırım yapan, istihdam yaratan insanlara bunu yapmaya hakkımız yok.
Korona medyası ustalıkla üstünü örtse de Cumhurbaşkanı'nın geçtiğimiz günlerde Gaziantep'teki konuşmasında yaptığı "Tam kapanma çağrıları altında ekonomimizi adeta kontak kapatmaya zorladılar" vurgusunu herkese hatırlatmakta fayda var.

***


GÖZLER MEHMET CEYHAN'A ÇEVRİLDİ?
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta soruyor:
"Pfizer İcra Kurulu Başkanı Albert Bourla martta Omicron'a karşı geliştirmekte oldukları aşının hazır olacağını, bu nedenle halen kullanılmakta olan aşıların dördüncü dozuna ihtiyaç olduğunu sanmadığını belirtti. İyi de bizde 5. doza çoktan geçildi. Biri durun demeyecek mi?"



Konu Pfizer olunca doğal olarak gözler Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a çevriliyor tabii!
Bakalım Mehmet Hoca aşıdaki son pozisyonunu nasıl revize edecek?
Tahminlerinizi alayım...

***


YOLUN ALT YANI...
Banu Güven, Almanya'nın sesi Deutsche Welle'deki köşesinde, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle yargılanan "FETÖ'cü genç subaylara" kefil olmuş.
Güven'den darbecilerin o gece canını aldığı 251 vatandaşımızla ilgili bir hassasiyet beklemiyoruz elbette.
Biliyoruz, parasını veren Alman devletinin Güven'in düdüğünden çıkmasını bekledikleri ezgi bu değil.
Tamam o da ekmeğine bakıyor işte...



Ama liberal, demokrat, sivil siyaset savunucusu pozlarıyla gezinen bir gazetecinin darbeci asker postalını bu kadar iştahla cilalamasının başka motivasyonları da olmalı değil mi?
Zira işini içinden gelerek yaptığı her halinden anlaşılıyor.




Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA