"O kadar strateji tartışıldı. İyi de Türkiye hangi sektörleri ön plana çıkaracak?" sorusu aslında cevapsız kaldı. Teknik tekstil, savunma sanayi, gemi inşa, makine, yazılım, ilaç ve otomotivden söz edildi. Burada detay işçilik Sanayi Bakanlığı'na kaldı. Nitekim Bakan Çağlayan, "Uzun ince bir yoldayız. Bürokrasi, teşvikler, kümelenme, mevzuat istikrarı, yatırım ortamı, yüksek teknoloji, nitelikli iş gücü ile ilgili konular hükümetin üretim hattında. Biz, bu işin teknik direktörlüğünü yapıyoruz. Burada çatıyı kurmuş vaziyetteyiz. Bu çalışma tabanına 'Vizyonerler Grubu' eklenecek" dedi.
İlginçtir, sanayici alışılmış anlamda teşvik istemedi. Hatta, "Teşvik denilince para dağıtıldığı akla geldi. Gidip sıraya girdik" özeleştirisi yapıldı. Teşviklerle ilgili tartışma ise "Sektörel, bölgesel ve proje bazlı olacak. Ne Zafer Çağlayan'ın ne de Hazine'nin teşvik sistemi olacak. Türkiye'nin teşvik sistemi kurulacak" sözleri ile noktalandı.
Sanayi stratejisinin belirlenmesi, envanterinin hazırlanması ve uygulanması için 2.5 milyon YTL bütçeden bahsedildi. Bu bütçeyi bakanlığın mı TOBB'un mu üstleneceği noktası şimdilik açıkta kaldı. Görünen şu ki Türk sanayisinin fotoğrafının çekilmesi, gideceği yönün belirlenmesinde "Güven sorunu ortamında" Sanayi Bakanlığı ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı birlikte çalışacak.