Geçtiğimiz hafta İstanbul'da gerçekleşen "Yatırım Danışma Konseyi" toplantısında bazı detaylar dikkatlerden kaçtı. Dünyanın 18 büyük şirketinin patron ve yöneticileri Türkiye'nin geleceğine ilişkin umut ve beklentilerini dile getirirken kısa vadeli riskleri de sıraladı.
1-Ekonomik istikrar kayboluyor. 2-Mali disiplinin kalitesi bozuluyor. 3-Enflasyon artıyor. 4-Cari açığın seviyesi tehlike sinyali veriyor.
750 milyar dolara hükmeden küresel aktörlerin, geçen yılların aksine bu kez "hukuk" sistemine vurgu yapmaması manidar bulundu. Belki de daha önemlisi, sonuç bildirgesine eklenen "siyasi istikrar" unsurunun ayıklanması idi. Evet evet, yanlış duymadınız. Global patronlar, Türkiye'nin iç işlerine karışma anlamına gelebilecek ekonomik istikrarın korunması için siyasi istikrarın gerekliliğinin ifade edilmesini istemediler.
İstanbul Zirvesi'nin hayati yönü ise Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky ile görüşmesi oldu. Uluslararası piyasalardaki mali sorunlar, enerji şoku, iç piyasada gözlenen yavaşlama, siyasi belirsizliğin yarattığı kuşku ortamı Başbakan Erdoğan'ı gerçekçi bir değerlendirme yapmaya zorladı. Erdoğan, IMF'ye, "İhtiyati Stand By üzerinde çalışıyoruz. Lütfen siz de ekibinize talimat verin hazırlansınlar" mesajı iletti.