Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Silinen kayıtlar silinemeyen hafıza

Gündem öylesine değişken öylesine oynak ki... Bir dosyanın ucundan tuttuğunuzda bir başkasının ardından koşmanız gerekiyor. Lakin işin özü, devletin iç dinamiklerinin yeniden yapılanmasında düğümleniyor. Bunu "demokratikleşmenin sancıları" olarak tanımlayanlar ile "rejimin sigortalarını attırma girişimi" olarak görenler arasındaki mücadele gizli-açık her zeminde devam ediyor.
Siyasete Müdahale Belgesi etrafındaki hesaplaşma sonuçlanmadan, yargıya uzanan telefon dinlemeleri Ankara'daki yüksek gerilim hattına takılıyor. Açılım tartışmaları ise "Tunceli-Alevi" eksenindeki yaranın CHP sözcülerince kanatılmasına kadar varıyor.

***

İrticayla Mücadele Eylem Planı çerçevesinde sivil ve askeri yargı kendi cephelerinden soruşturmalarını yürütüyor. Şimdiye kadar sivil kanadın ifade işlemleri kamuoyuna yansıdı. Simge isim Kurmay Albay Dursun Çiçek'in yanı sıra karargâhta görev alan rütbeli rütbesiz çok sayıda personel de sorgulandı. Peki, bu arada Genelkurmay Askeri Savcılığı ne yaptı? Daha doğrusu, askeri kanadın soruşturmasında hangi aşamaya gelindi? Şu anda, yanıtı merakla beklenen kritik soru şu:
"Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Şubesi'ndeki kayıtlar silindi mi?"
Bilinen yanıtı, "Evet!"
Lakin bu "evet"in arkasına eklenen savunma, yeterince ikna edici değil. Deniliyor ki...
"Genelkurmay, bilgi güvenlik sistemi içeriden ve dışarıdan tehdit altında. Bu nedenle, ulusal güvenlik kaygısı ile önlem alınması, kayıtların silinmesi kaçınılmaz."
Hatta bu yönde emirler olduğu da ifade ediliyor.
O zaman, "Silme işlemleri, salt güvenlik kaygısıyla mı yapıldı, yoksa karartma boyutu da var mı?" sorusuna tatmin edici yanıt verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla, Genelkurmay'ın iç soruşturması tamamlandığında, iç tehdit algılamasına dayandırılan çalışmalar, kapsamı, idari ve yasal dayanakları, bunların aksiyon planlarına dönüşüp dönüşmediği de iyi kötü görülecek. "Durumdan vazife çıkaranlar" ile "emir komuta zinciri içindeki yerleri" ve nihayet "silinme işleminin makul gerekçesi" olup olmadığı da anlaşılacak.
***

Ülke gündeminin ön sırasına yerleşen telefon dinleme iddialarına gelince... Sürpriz bir incelemenin varlığı yeni fark ediliyor. Zira Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, konuya el atması önemli. Yöntem ise hayli nazik. Gül'ün, bir süre önce özerk kurumları incelemekle görevlendirdiği Devlet Denetleme Kurulu, mahkeme kararlarına istinaden dinlemeye uç veren Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı da (TİB) masaya yatırıyor. TİB, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde faaliyet gösterdiği için otomatik olarak DDK'nın kapsama alanına giriyor. Halihazırda "hukuka aykırı durum tespit edilmiyor!"
***

Dersim İsyanı, tarihle yüzleşme, CHP liderliğinin tutumuna odaklandığımızda...
İçinden geçmekte olduğumuz hızlı dönüşümün CHP'yi nasıl etkileyeceği de bir süre sonra görülecek. "Ya klasik CHP çizgisi devam edecek ya parti içi yükselen değerler sayesinde kan değişimine gidilecek ya da Mustafa Sarıgül hareketi prim yaparak, sol siyasette dengeler değişecek."
Diplomatik imbikten geçmiş CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, PKK terörü ile mücadeleyi anlatırken birbirinden farklı tarihi olayları Dersim'le aynı kefeye koyması maksadı aşan ifadeydi. Ama bir o kadar da düşünce zincirinin arka planını gösteriyordu.
Şimdilik, Genel Başkan Deniz Baykal'ın iradesi ile Öymen üzerinden başlatılması muhtemel parti içi liderlik atağının önü kesildi. Buna rağmen Kemal Kılıçdaroğlu- Gürsel Tekin ikilisinin her teması, her mesajı hep özel anlam kazanacak. Taban, CHP'yi savunma-CHP'yi yenileme çizgisinde gidip gelecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA