Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Koltuk değneğiyle koşulmaz

Türkiye, savunmadan daha büyük kaynağı eğitime ayırarak, Fatih projesini üretip, 4+4+4 sistemine geçerek dönüşüm tercihini çoktan yapmış durumda. Eğitimde en üst lige çıkmak için bu dönüşüme inanıp değnekli öğretim modelinden kurtulma zamanı geldi

Bizler bir yandan kurtların doymasını ama öte yandan kuzuların sağ kalmasını istiyoruz... Bu bir muhal... İmkânsızlığın mantığı, mevcut sisteme yöneltilecek soruda açığa çıkıyor: Eğitimin şimdiki durumundan memnun muyuz ve sistemin koltuk değneği durumundaki dershaneleri sonsuza dek hayatımızda tutmalı mıyız?
Elbette hayır... En gelişmiş ulusların dahi kendi K12'lerini sorguladığı çağda, "charter school" gibi gerçeklerin incelendiği günümüzde ülkeler, bilgi toplumuna rekabetçi birey yetiştirmek için kaynaklarını seferber ediyor. Türkiye, savunmadan daha büyük kaynağı eğitime ayırarak bu tercihini çoktan yapmış durumda...
Dershanelerin varlık sebebi mevcut ezbere dayalı ve çağı okumaktan aciz müfredatıyla köhne hale gelen sistemdi. Bugün başta Bakanlık olmak üzere daha iyi bir eğitim için ortak akıl üretiyor. Bunları cesaretle hayata geçirmeye başladık bile... 4+4+4, sadece bir örnek... Tablet? Dolaştığım coğrafyalardaki kanaat önderlerinin bana imrenerek sordukları Fatih projesi...
Neyi beslersen onu geliştirirsin. Bütçeden sağlık ve eğitime aktarılan payın ülkeyi bu alanlarda dönüştürmeye başladığı aşikâr. Hal böyle iken sistemin özrü üzerine geliştirdiğimiz dershane yaması, bir yerde terk edilmek zorundaydı.
Sorumu yineliyorum: Misal 2023'te ilk 10 ekonomi arasında yer alacak isek, bunu iyi yetişmiş insan gücü olmadan nasıl başarabileceğiz? Hadi "dershaneler kapatılmasın" diyen işadamlarımız, kâr kaybı kaygısında... Peki aklı başındaki vizyonerlerimize ne oluyor? Akıl tutulması bu olsa gerek...
Sosyal adalet formülü ne getirecek?
Dershanelerin dönüştürülmesi gündeme gelince, sosyal paydaşları olan okullar, kamu, özel sektör, eğitim STK'ları, veliler, uzmanlar, dış dünya çözümlerinin tümü tartışmaya açıldı. Ana eğitimin "aczi" üzerine kurulu mevcut dershane sisteminin "rant kaybı" kaygısı, önerileri "gerçek" gibi ilan etme yoluna gitti.
Oysa Başbakan'ın da doğrudan talimatıyla "bütün tarafların dinlenmesi" ve kimseyi mağdur etmeyecek çözümün oluşturulması sürecindeydik. Nitekim bugünkü gazetemizde Bakanlığın hem öğretmenleri hem de velileri kazandıracak "sosyal adalet formülü" üzerinde tartıştığı haberini okuyoruz.
Bu formül, tartışmalar sonucu zenginleştirilecek.
Amaç Türkiye'nin her ilçesinde öğrencileri sınava hazırlayan ücretsiz kursların açılması, öğretmenlere Halk Eğitim merkezlerinde görev verilmesi de dahil "paralel eğitimi" ana eğitim ile bütünleştirmek...
Temel soruyu yineleyerek bitiriyorum: Bir eğitim sistemi, koltuk değneğiyle sonsuza dek gider mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA