Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DÜNYA HALİ GALİP ERCAN ÖZTÜRK

Rijkaard bunu hak etmedi!

Onu 5 Haziran 2009 günü televizyonda karşılarında görenler hala inanamıyordu. Sadece üç yıl önce Barcelona ile Şampiyonlar Ligi ve İspanya Ligi şampiyonluğunu kazanan Frank Rijkaard Galatasaray'ın başına geçmişti.
O gün Galatasaraylı taraftarlar büyük gurur yaşarken, Fenerbahçeli ve Beşiktaşlılar ezeli rakiplerini kıskanmışlardı.
Aradan sadece dört ay geçti. Rijkaard'a ve Galatasaray'a ciddi şekilde yüklenilmeye başlandı. Birileri Hollandalı hocanın Galatasaray'da olmasından hoşnut değilmiş gibi, bir Milan masalı çıkardılar: "Leonardo gidecek, yerine Rijkaard gelecek!"
Övünmek için söylemiyorum; İtalya ile özellikle Milano şehriyle bağlantılarım çok iyidir. Milan'a en yakın kaynaklarımla sürekli konuşuyorum. Böyle bir olayın fikir aşamasında bile olmadığından eminler. Hiçbir İtalyan gazetesinde, en uçuk internet sitelerinde bile en ufak bir ima bile yok.
Ama Galatasaray son iki lig maçında beş puan kaybetti diye kıyamet koptu. Rijkaard, Barcelona'da ilk sezonunda da benzer sıkıntıları yaşamıştı. Ardından iki sezon art arda şampiyonluğu kazanmış, takımı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşımıştı. İlk sezon başkan Laporta arabasının tekmelenmesine, maçlarda protesto edilmesine karşın teknik adamının arkasında durmuştu. Hiçbir zaman da havaalanında kaptanları masasına çekip hocasını aslanların önüne atmamıştı.
Frank Rijkaard yönetimindeki Galatasaray'ın sezon açılş tarihini ve bugünlerde fiziksel düşüş yaşamasının son derece doğal olduğu bilimsel gerçeğini neden görmezden geliyoruz!
Ancelotti ayrıldıktan sonra Milan'daki kıdemli ağabeylerin Rijkaard'ı aşırı disiplinli olması nedeniyle istemeyip Galliani'nin odasına daldıkları söylenirken, şimdi de Hollandalı'nın ne kadar disiplinsiz olduğundan söz ediliyor. Tıpkı şu ana kadar bir gece kulübünde bile tespit edilemeyen Keita'nın daha imzası kurumadan "Alemci" ilan edilmesi gibi...
Ya da genç yaşında büyük sorumluluk alan Arda Turan için önce "Barça- Bayern'den aşağısı kurtarmaz" deyip ardından "Havaya girdi. Kaptanlığı kaldıramıyor" yorumları yapılması gibi...

ARAGONES'E DE SALDIRDILAR
Ajax gibi bir sistemden yetişmiş, bir futbol devi Milan'da ağır ağabeylerinin arasında saygın bir yer edinmiş, ardından Barcelona gibi devlet içinde devlet bir takımın başında kalmayı başarmış Frank Rijkaard'a bu kadar mı tahammülsüzüz?
Son hafta şampiyonluğu kaybedip kaçarcasına giden Daum'u şimdi sekiz maç kazandı diye yere göğe koyamamak ne kadar yanlışsa, sezonu son derece erken açan Galatasaray biraz tökezleyince Rijkaard'a böylesine yüklenmek de o kadar yanlış. Futbolculuğu bırakır bırakmaz Rijkaard gibi elini taşın altına sokmadan, teknik adamlığın zorluklarını yaşamadan TV kamerası karşısına koşup adeta saldırırcasına, intikam alırcasına davranmak da...
Geçen yıl İspanya'yı 44 yıl aradan sonra Avrupa Futbol Şampiyonası'nda zafere taşıyan Aragones için, "30 yıldır doğru dürüst takım çalıştırmadı" diyenler, şimdi de Barcelona ile iki lig, bir Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanan Rijkaard ile ilgili ise, "Sparta Rotterdam'ı küme düşürdü" yorumunu yapıyorlar.
Bir futbolsever olarak Rijkaard gibi futbol kitabında hem oyunculuğuyla hem de teknik direktörlüğüyle oldukça fazla sayfa kaplayacak bir ismin, bu güzel oyunun tarihinde dipnota bile giremeyecekler tarafından bu kadar aşağılanmasına isyan ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA