Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Irkçılığı kim icat etti

Dimo mahallemizin asortik bakkalıydı.
Herkes onu severdi. Daha sonra Yanni de bir dükkân açtı ama semtin kadınları 'çok sulu' diye rağbet etmedi.
Dimo güler yüzlü efendiliği ile gönüllere taht kurmuştu. Hatta öyle ki Yenikapı- Kumkapı ikliminden varoşa taşınıp ev inşa edip meteliksiz kaldığımızda çağırılmış, o da bize bir aylık erzak getirip veresiye yazmıştı. Ta Yunanistan'a gidip orada İstanbul hasretiyle ölene kadar, bu böyle devam etmişti.
6,7 Eylül provokasyonundan arta kalan vatandaşlardı onlar. Modern ırkçılıktan nasibini almış şehre güzellik katan nadide çiçekler gibi daha sonra hayatımızdan çekip gideceklerdi.

***

Aksaray-Langa bostanlarının kenarında bir de gecekondu mahallesi vardı.
Dersim sürgününden buraya gelen büyük bir sülale olduğunu daha sonra anlayacaktım. Derme çatma tek odalık iskambil kağıdından yapılmışa benzer sıra sıra evlerde yaşarlardı. Lacivert saç bantlarıyla sanki oyuncak insanlardı!
Tıfıllık hayatımın en acayip şokunu o mahalde nalbandı keşfettiğimde yaşadım.
Atın ayağına çivi çakıldığını görünce hüngür şakır ağlamıştım. Nalbant amca, "acımaz gülüm, senin tırnakların kesilince nasılsa, öyle" demişti de...
Nalbandı seyrederken bazen 'iskambil evlerde' bir saz çalınır, bir ağıt yükselir, içimi yakardı...
Rengarenk giyinirler, evlere temizliğe giderlerdi. Havva Hanım Teyze de onlardan biriydi. 'Annanem' Osmanlıca okur yazardı ama harf devrimiyle bir günde cahil kalmıştı! İllegal olaraktan Eski Türkçesi ve de kılı kırk yaran bir mali müşavir ciddiyetiyle fitre ve zekatını hesap eder, kuruşuna kadar Havva Hanım'a verirdi. Havva Hanım sabah kahvesine de gelirdi. Alevi kadınlarının güzelliği ve kırmızıseverliğiyle oturma odasına hüzünlü bir güneş gibi düşerdi.
Havva Hanım oğlundan şikayetçiydi.
Serseri meşrep oğlan at arabasında karpuz satar, sonra bütün parasını arkadaşlarıyla âlem yapıp yer, eve eli boş gelirdi. Havva Hanım daha çok gelini için üzülürdü. Pınar başına inen sürme gözlü ceylanlara benzeyen gelinin kaderi bizim evde bir ah'lanma ve vah'lanma hadisesiydi...

***

'Tiyatorocu' Süheyla Hanım Teyze derseniz tam bir efsaneydi diyebilirim size.
Klasik mobilyalarla döşenmiş cumbalı bir evde otururdu. Cumbasındaki pembe sardunyalar gönüller yakmış gençliğinin işaretleri gibiydi.
Gümüş saçlarında minik tokalar her öğlen yürüyüşe çıkar sonra akşamüstü bize uğrardı. Çok bakımlı bir kadındı.
Halıya çöker onu seyrederdim. O da bu hayranını karşılıksız bırakmaz bazen bir poğaça bazen bir şekerle ödüllendirirdi.
Eskiden ünlü bir tiyatrocuymuş. Adını sonradan değiştirmiş. Ermeniymiş.
Kocası erken ölünce tek başına kalmış.
Hayırsız bir oğlu varmış, Fransa'daymış.
Anneannemin en sevdiği kadınlardandı.
Yalnız her gün gittiği yerlerden, yediği yemeklerden bahsettiği için bizimki arkasından mırıldanırdı. "Niye?" diye sorardım. "Yediğini söylüyor yavrum" derdi. "Çok ayıptır bu bizde!" Süheyla Hanım "Bu çocuk zeki, ben ölünce kitap koleksiyonum onundur, bak yemin ettim" derdi de:
'Kim bilir nasıl bir çizgi roman koleksiyonudur?' diyerekten hayallere dalardım...
Paskalya yumurtalarıyla, Hazreti Meryem anamıza yakılan mumlarla, Camilerde lavanta kokan kadınların tekbirleriyle, Mevlevihane'nin yıkıntılarında 'ermiş' arayan gözlerimle geçerdi zaman.
Dinler ve ırklar şenliğinin sonunu yakalamıştım.
Müslüman İstanbul sokağı merhametliydi.

***

Sonradan dank etti ki ırkçılık bir aydınlanma çağı icadıydı. Beyaz adamdan bize sirayet etmişti. Afrikalıları köle eden, Kızılderilileri yok eden kültür mahallemizdeki farklı renkleri zehirlemişti.
Televizyonlarda 'bizde ırkçılık yoktur' diye şey eden çamaşır suyu beyinliler gün gelmiş onu bunu, en son Suriyelileri gaz döküp yakmak istemişlerdi...
Ha Süheyla Teyze'nin bana miras kitap koleksiyonu ne oldu diye sorarsanız, o mirası hiç görmedim!
Niye mi?
Çünkü Paris'te bir müzayedede yüklü bir nakde çevrilmişti...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA