Zordur, akıntıya karşı kürek çekmek. Kalabalıkların yapıp ettiklerinin dışında işler yapabilmek, rüzgara karşı yürüyebilmek. Ancak en koyu karanlıkta bile akıntıya karşı kürek çekenler, ezber bozanlar olur. İnsanı, geleceğe dair umutlandıran şeydir bu. Şiddetin, kutuplaşmanın yoğunlaştığı bugünlerde de varlar. İyi ki varlar. Sezin Öney'de okudum. Bir grup insan 'Adalet ve Saygı' üzerinden siyasete temiz bir sayfa açma çağrısı yapıyor. Kutuplaşmaya karşı müzakere, 'ötekileştirme' yerine anlama çağrısı yapıyorlar. "Müzakere ancak toplumdaki farklılıkların eşitlik ve eşdeğerlilik çerçevesinde değerlendirildiği ortamda gerçek karşılığını bulabilir" diyor bu çağrı. Ve talep ettikleri bazı düzenlemeler şunlar:
Kürt meselesinin çözüm sürecinde, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, seçim barajının düşürülmesi, anadilde eğitim hakkının tanınması;
Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması; Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın yeniden düzenlenmesi;
Başörtülü yurttaşların seçilme haklarının tanınması; başörtüsünün kamusal alanda görünürlüğünün kısıtlanmaması;
Alevilerin ibadet özgürlüğünü garanti altına alacak yasal düzenlemelerin yapılması;
Gayrimüslim yurttaşları hedef alan ırkçı ve ayrımcı dilin nefret suçu kapsamına alınması;
Doğayı tahrip eden kalkınma anlayışının gözden geçirilmesi;
Devletin etnik köken, dini inanç, toplumsal cinsiyet gibi bireysel hak ve özgürlükleri ilgilendiren alanlardan çekilmesi, LGBT'lerin eşitlik taleplerine kulak verilmesi. İmkansızı mı istiyorlar?