Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KILIÇ BUĞRA KANAT

Biden kazanırsa ne olacak?

ABD'de seçimlerde oy sayma işlemleri devam ederken herkes aslında seçimlerden sonra ABD dış politikasının alacağı hal ile ilgili akıl yürütmelere başladı. Henüz sandıkların tamamı sayılmadı ve resmi olarak sonuçlar açıklanmadı. Ancak ibre Biden'dan yana ve Biden'ın başkan seçilmesi durumunda ABD dış politikası ve dünyaya bakışının nasıl olacağı konusunda hummalı bir tartışma var. Bu tartışmanın elbette önemli bir boyutu da Türkiye-ABD ilişkileri konusunda gerçekleşiyor. Son on senede sayısız kriz ve türbülanstan geçen ikili ilişkilerin Biden'ın başkan olması durumunda nasıl ilerleyeceği önemli bir merak konusu. Bu durumu incelemeden önce belki adaylar ve partiler üstü olarak ikili ilişkileri etkileyen mevzulara değinmek gerekiyor.

Amerikan dış politikasındaki kafa karışıklığı

Birincisi ABD dış politikasının içinde bulunduğu krizle ilgili. Kazanan adayın kim olduğundan bağımsız bir şekilde son yıllarda Türk-Amerikan ilişkilerinde sorun yaratan en önemli unsurlardan biri olarak ABD dış politikasının içinde bulunduğu kafa karışıklığı ve öngörülemezlik ortaya çıkıyor. Son yirmi sene içerisinde ABD'de başkan olan üç isim Ortadoğu ile politikalarında bazen çelişkili bazense birbiriyle taban tabana zıt bir politikalar serisi izledi. Yer yer mütereddit yer yer fazlasıyla saldırgan hamlelerle bölgedeki istikrarı zedelediler ve etnik ve sekteryen fay hatlarını tetikledi. ABD dış politikasında kendini gösteren bu savrulmalar ve devamsızlık ve tutarsızlık sorunu bölge ülkelerinde genel anlamda ABD'nin hedefleriyle ilgili bir kuşku ortaya çıkardı. ABD'nin bu süreçte itimat edilemeyen bir müttefik olduğu algısı yerleşti. Washington'ın taahhüt ettiği politikaları uygulamadığı ve vaat ettiği adımları atmadığı görüldü. Küresel anlamda bütün bölgelerdeki müttefiklerin yaşadığı bu kuşku mesele Ortadoğu ve Türkiye olunca daha şiddetli bir şekilde hissedilir oldu. ABD dış politikasında bu öngörülemezlik ve tereddüt devam ettiği sürece tüm müttefiklerle ilişkiler zarar görmeye devam edecek. Türkiye'nin içinde bulunduğu jeopolitik dikkate alındığında belirsizlikler ve çelişkili mesajlar etrafında örülen bir ABD dış politikası Ankara ile yaşanan problemlerin kısa bir sürede krize dönüşmesine sebep olabilecek. Dolayısıyla ikili ilişkilerden ve kimin seçildiğinden bağımsız olarak ABD dış politikasındaki bu "stratejik" problemin Washington'daki yetkililer tarafından çözülmesi gerekiyor.

Kongre ile Başkan arasındaki gerilim

İkinci problem, birincisi kadar sistemik olmamakla birlikte daha çok Amerikan iç politikası ve Amerika'daki iç dinamiklerle ilgili. Bu durumun bir yönü Kongre'nin son yıllarda attığı proaktif dış politika adımları. Özellikle Türkiye ile ilişkiler konusunda Kongre fazlasıyla ABD dış politikasını etkileyen bir duruş sergilemeye başladı. Kongre'deki Türkiye karşıtlığının farklı sebepleri olmasına rağmen, özellikle Trump döneminde bunun bir bölümü Temsilciler Meclisi'ndeki Demokratik çoğunluk ile Başkan Trump arasındaki gerilimden kaynaklandı. Trump'ın attığı dış politika adımlarına karşı hamleler yapmaya çalışan Kongre'deki Demokratlar yer yer dış politikanın ABD'de iç politika malzemesine dönüşmesine sebep oldu. Bu durumdan Türkiye-ABD ilişiklileri de etkilendi. İç politik dinamiklerce dış politikanın bu ölçüde etkilenmesi Biden'ın başkan olduğu bir tabloda nasıl değişecek önümüzdeki günler gösterecek. Ancak Kongre'deki Demokratların Biden'a, Trump'a takındıkları gibi, aynı şüpheci ve muhalif tavrı göstermesi beklenmiyor. Bu durum da dış politikada Biden'a, Türkiye ile yaşanan krizleri çözme niyeti olması durumunda, önemli bir manevra alanı sağlıyor.

Biden'ın dış politika ekibi

Meselenin üçüncü boyutu daha fazla aktörlerle ilgili. Biden ve ekibinin Türkiye'ye karşı tavrı ve duruşu ile ilgili. Biden'ın Türkiye hakkında yaptığı gaflar ve hadsiz açıklamalar herkesin malumu. Bu açıklamaların ikili ilişkilere verdiği zararı en kısa zamanda onarmaya çalışması ilişkilerin geleceği açısından oldukça önemli olacak. İki ülke liderleri arasındaki ilişki genel olarak ABD-Türkiye arasında önemli kriz anlarında paratoner işlevi görüyor. İki lider arasındaki iletişimin erken bir dönemde etkili bir şekilde oluşturulması ilişkilerdeki yol kazalarının önlenmesi için fazlasıyla kritik. Bunun yanında Biden'ın çevresinde görünen ve muhtemel bir Biden yönetiminde kilit dış politika ve ulusal güvenlik pozisyonları alacak isimlerin Türkiye'ye karşı tavırları oldukça önemli. Bu isimlerin birçoğu özellikle geçen sene yapılan Suriye operasyonları sırasında Türkiye'ye karşı açıklamalarla sosyal medyada boy göstermişti. Bu isimlerin ne kadar Trump karşıtlığı ne kadar Türkiye'ye muhalif bir tavırdan dolayı bu pozisyonları savundukları şu noktada belli değil. Ancak yönetime gelmeleri durumunda aynı tonda bir Türkiye karşıtlığı içine girmeleri iki ülke arasındaki ilişkilerde çok derin krizleri beraberinde getirecek. İyimser bir senaryoda bu isimler, gösterecekleri bu tavrın ne ittifak ilişkilerinin ruhuna ne de Amerika'nın çıkarlarına hizmet edeceğini bilmek zorunda kalarak bu tavırlarında değişikliğe gidecek. Aksi takdirde Türkiye'den bu gibi konularda oldukça sert bir karşılık göreceklerinden şüphe yok.

Türkiye ile ABD arasında hem ikili ilişkilerde büyük krizlere yol açan YPG ve S400 gibi meseleler hem de jeopolitik açıdan iki ülkeyi karşı karşıya getiren Doğu Akdeniz gibi konular önümüzdeki dönemde çözülmeyi bekliyor. Bu süreçte Biden yönetimi Türkiye'ye yönelik bir yandan yaşattığı güven bunalımı ortadan kaldırmak için güven artırıcı önlemler almaya başlarken öte yandan da mevcut problemlerin çözümü için iyi niyet göstermek zorunda. Suriye, Dağlık Karabağ ve Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıkların çözümlenmesi ile birlikte iki ülke arasında özellikle Karadeniz ve Libya gibi meselelerde çalışabilir bir iş birliğinin oluşturması ilişkilerin yeniden stratejik bir boyut kazanmasına yardımcı olacak. Bu süreçte ABD yönetiminin daha öngörülebilir bir yol haritası ortaya koyması ve Türkiye ile ilişkileri kısır iç politika tartışmalarından çıkararak oyun bozucu aktörlerin kaprislerinden ve siyasi hırslarından koruması ikili ilişkilerde daha istikrarlı bir dönemin yaşanmasının yolunu açabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA