Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TATLIYER

Ekonomik Reform Paketi ne söylüyor?

Uzun bir süredir beklenen Ekonomik Reform Paketi dün açıklandı. Pakete genel olarak baktığımızda iki hususun ön plana çıktığını görüyoruz. İlk olarak, paketle birlikte çok sayıda yenilik/değişim öngörülüyor.İkinci olarak, paketin ekseninde a) kamunun kendi işleyişini ve b) kamu-özel sektör ilişkisini; tasarruf, verimlilik ve ekonomik hedefler lehine iyileştirme/güçlendirme isteğinin olduğu görülüyor. Paketteki maddelerin hayata geçirilebilmesi durumunda kamunun daha tasarruflu, disiplinli, etkin ve verimli hale geleceğini ve vatandaşlara daha iyi ve daha hızlı hizmet sunacağını söyleyebiliriz. Öte yandan, paketin kamu ile özel sektör arasındaki ilişkiyi daha güçlü, seçici, verimli ve denetimli hale getireceğini ve bu şekilde ekonomi motorunu daha hızlı ve daha etkin çalışır hale getireceğini ifade edebiliriz. Hasılı, paketin –uygulanabilmesi durumunda– genel manada Türkiye ekonomisi için olumlu yönde atılmış 1 değil, 2-3 adım anlamına geleceğini görüyoruz.

Bununla birlikte, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarına dair halen atılması gereken önemli reform adımlarının olduğu da ortada. Bunları da ilerleyen reform paketlerinde görmeyi ümit ediyoruz. Yapısal reforma ihtiyaç duyulan alanların başında ise vergi rejimi ve istihdam piyasası geliyor. Kısaca ifade etmek gerekirse; vergi rejiminde KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin payının azalması, gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilerin payının da artması gerekiyor. Yine, kayıtdışı istihdamın makul düzeylere geriletilmesi lazım. Öte yandan, istihdam piyasasında çalışma sürelerinin düşürülmesi, kısmi süreli işlerin yaygınlaştırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bu iki alanın düzelmesi durumunda Türkiye ekonomisi çok daha sağlıklı hale gelecek, istihdam artacak, işsizlik oranı arzu edilen düzeylere gerileyecek, çalışanların refah düzeyleri yükselecek ve gelir dağılımı ciddi oranda düzelebilecektir.

Gelin dün açıklanan paketi daha yakından inceleyelim. Pakette ilk olarak kamuda tasarruf noktasında önemli adımların atılması öngörülüyor. Bu çerçevede; a) verimli olmayan döner sermayelerin kapatılması ve diğerlerinin merkezi yönetim bütçesine dahil edilmesi, b) bütçe dışı özel hesap uygulamalarının kademeli olarak kaldırılması, c) taşıt alımı/kiralama ve temsil/ağırlama harcamalarına sınırlamalar getirilmesi, d) mahalli idarelerde mali disiplinin güçlendirilmesi ve e) Hazine'nin kullanımı dışında kalan kurumların hesabının Tek Hazine Kurumlar Hesabı Sisteminde toplanarak verimliliğin artırılması hedefleniyor. Bu uygulamaların anlamlı bir şekilde hayata geçirilmesi durumunda kamuda ciddi düzeyde bir tasarrufun sağlanabileceğini söyleyebiliriz.

İkinci olarak, pakette vergi sisteminin daha dijital ve verimli hale getirilmesiamaçlanıyor. Bu kapsamda; a) 7/24 faal olacak Türkiye Dijital Vergi Dairesi'nin kurulması, b) "mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak" için Dijital Vergi Asistanı sisteminin hayata geçirilmesi, c) elektronik defter/belge kullanımının yaygınlaştırılması, d) Dijital Vergi Denetimi sistemiyle vergi inceleme sürelerinin kısaltılması, e) Vergi Usul Kanunu'nun "kayıtdışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik edecek" şekilde güncellenmesi, f) vergi cezalarında uzlaşma kapsamının genişletilmesi veg) vergi denetiminin iyileştirilmesi öngörülüyor. Vergi sisteminin bu şekilde dijitalleştirilmesinin gayet olumlu bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Vergi toplanmasında karşılaşılan sorunların azaltılması noktasında atılacak her adımın önemli olduğunu da ifade etmeliyim. Bunların haricinde, basit usulde vergilendirilen tam 850 bin esnaf gelir vergisinden muaf tutulması reform paketindeki önemli maddelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor.

Üçüncü olarak, kamu-özel sektör iletişimin güçlendirilmesi ve daha verimli hale getirilmesi noktasında birçok yeni kurumun hayata geçirileceğini görüyoruz. Sağlık Endüstrileri Başkanlığı ilaç, aşı, medikal cihazlar ve biyoteknolojik ürünlerde Türkiye'nin dünyada rekabetçi bir noktaya gelmesi noktasında sorumluluk sahibi olacak. Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı ise yazılım teknolojileri hususunda ülkemizin iyi bir noktaya gelmesi noktasında adımlar atmaya çalışacak.Dört bakanlığın yer alacağı Fiyat İstikrarı Komitesi de enflasyonla ilgili yapısal sorunları değerlendirecek ve gerekli politika adımlarını atacak. Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Finansal İstikrar Komitesi ile birlikte şeffaflığın, öngörülebilirliğin ve koordinasyonun güçlendirilmesi hedefleniyor.Yatırım Uyuşmazlığı Kurumu ile birlikte ise ihtilaflı konuların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması amaçlanıyor. Yeni oluşturulacak olan bu kurumların etkin bir şekilde çalışması durumunda Türk ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı aşikar.

Dördüncü olarak, gıda sektörünün daha verimli/etkin hale gelebilmesi noktasında; a) tüm gıda zincirinin anlık olarak takip edildiği bir erken uyarı sisteminin kurulması, b) çiftçiler ile tüketici/esnafı aracısız bir şekilde bir araya getirecek Dijital Tarım Pazarı'nın kurulması, c) gıdada israfı azaltacak soğuk zincirlerin daha çok desteklenmesi ve d) uzun süredir çıkmayı bekleyen Hal Yasası ile ilgili çalışmaların tamamlanması hedefleniyor. Ayrıca, e) perakende ticarette özellikle son zamanlarda sıklıkla gördüğümüz fiyatlama bozukluklarını ortadan kaldırabilmek amacıyla yeni düzenlemelerin yapılacağı ifade ediliyor. Son yıllarda gıda piyasasında yaşanan yapısal sorunların ciddi katkısıyla gıda fiyatlarının kontrolsüz bir şekilde yükselmesi bildiğimiz gibi hem vatandaşların bütçesine zarar veriyor hem de enflasyonu besliyor. Bu yapısal sorunları ortadan kaldırma noktasında atılacak bu adımların gerçekten önemli/kritik olduğunu söyleyebiliriz.

Beşinci olarak, katma değerli üretimin ve yatırımların verimli/etkin bir şekilde teşvik edilmesi noktasında; a) teşvik sisteminin daha seçici hale getirileceği, b) yüksek katma değerli ve bölgesel kümelenme stratejisiyle uyumlu yatırımlara daha çok destek sağlanacağı, c) Kredi Garanti Fonu'nun bu uğurda selektif krediler sağlayacak şekilde geliştirileceği ve d) verilen teşviklerin etki değerlendirmesinin yapılmaya başlanacağı ve bunun için bir çatı mevzuat oluşturulacağı belirtiliyor. Türkiye'de teşvik sistemi eskiden beri ne yazık ki seçici bir karaktere sahip değildi ve verilen teşviklerin ne şekilde geri dönüşlerinin olduğuna dönük olarak bir değerlendirme mekanizması yoktu. Bu sorunlara ancak son yıllarda çözüm üretilmeye başlandı. Bu bağlamda, atılacak olan bu adımların son derece kritik olduğunu ve başarılı olması durumunda teşviklerin amaçlarına uygunluk derecesinin ciddi şekilde artacağını söyleyebiliriz.

Altıncı olarak; Türkiye'nin üretim potansiyelinin geliştirilebilmesi noktasında, a) küresel tedarik zincirlerine daha iyi bir şekilde entegre olabilmesi noktasında imalat sanayiine dönük destek programlarının yürürlüğe sokulması, b) ihracatçılara destek olmak üzere için yurt dışında lojistik merkezlerinin kurulması, c) yüksek teknolojili üretimde kümelenmenin sağlanacağı Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölgelerinin faaliyete geçirilmesi ve d) pozitif ayrımcılık kapsamında beşinci ve altıncı bölgelere yapılacak yatırımlara uzun vadeli cazip kredi imkanlarının sağlanması hedefleniyor.

Yedinci olarak; atılacak diğer adımlar arasında; a) kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışların gerçekleşen değil, hedef enflasyona göre belirlenmesi, b) Kartlı ödeme sistemleri markamız TROY'un bir şirket çatısı altına alınması, c) girişimciliğin teşvik edilmesi noktasında önemli bir adım olarak kitle fonlaması platformlarının hayata geçirilmesi ve son olarak d) Kamu Özel İşbirliği Kanunu ile yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olması ve şeffaflığın/öngörülebilirliğin artırılması bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı konuşmada "Türkiye'nin İSTİHSAL mücadelesini, İSTİKLAL ve İSTİKBAL mücadelesi kadar önemli görüyoruz" dedi. (Bilmeyenler için, "istihsal" üretim anlamına geliyor.) Bu vurgunun gayet yerinde olduğunu söyleyebilirim. Bu reform paketi de –öngörüldüğü ve amaçlandığı şekilde çalışacak olursa– Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Fakat, arzu ettiğimiz noktalara ulaşabilmemiz için vergi rejimi ve istihdam piyasası başta olmak üzere sorunlu alanlara dönük yapısal reformların da hayata geçirilmesi gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA