Türkiye'nin en iyi haber sitesi

OĞUZHAN ERDOĞAN

Depremin ikinci yılında 6 Şubat’ı yeniden hatırlamak

İnsan fıtratı unutmaya meyillidir. Çünkü unutarak tüm sorunlarından kurtulacaklarına inanırlar. Ancak bazı acılar vardır ki üzerinden yıllar geçse de unutulmaz. 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma ve can kaybına yol açan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı o büyük acı ve keder özellikle deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız için belki de hiçbir zaman unutulmayacak. Toprağa verdiğimiz 53 bin 735 vatandaşımızın kalplerimizde bıraktığı yaralar ise belki de hiç iyileşmeyecek, hiç kapanmayacak.

Afetler Karşısında Türkiye Kadar Güçlü Durabilecek Çok Az Ülke Var

Elbette bu derecede büyük felaketlerin telafisi kolay olmuyor. Ancak şunu ifade etmekte fayda var: Türkiye 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta yaşanan depremlerde, 2010 yılında 316 bin kişinin hayatını kaybettiği Haiti'deki depremden 15 kat daha büyük enerji açığa çıkaran bir doğal afetle sarsıldı. Bu deprem dünyanın doksan ülkesinden daha geniş bir alanı etkiledi. Yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen, 11 il, 124 ilçe ve 7 bin mahalle ve köyde ağır yıkıma yol açan böyle bir felaket karşısında Türkiye kadar güçlü durabilecek ve bu ağır yıkımla mücadele edebilecek dünyada pek az ülke ve toplum var.

Nitekim dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile benzer felaketler karşısında yıllarca çaresiz kaldığını hep birlikte gördük ve yaşadık. Yakın zamanda ABD'nin en zengin eyaletlerinden biri olan California'nın Los Angeles kentinde çıkan yangın karşısında, dünyanın dört bir yanına binlerce asker gönderen, yüzlerce ülkede askeri üs açan ve birçok ülkeye maddi destek sağlayan ABD yönetiminin aciz kaldığına şahit olduk. Ve hatta ABD'nin yeni başkanı Donald Trump, yangınlarla ilgili olarak Joe Biden yönetimini eleştirerek, "Los Angeles'taki yangın musluklarında su yok, Federal Acil Durum Yönetim Kurumu'nun ise bu afetle mücadele edecek ne yazık ki parası yok." dedi. Yine yakın zamanda İspanya'da meydana gelen 250 kişinin öldüğü sel felaketinde ise İspanya hükümeti sel bölgesine yardım gönderememekle suçlandı. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Valencia'daki sel bölgesinde ciddi sorunların ve eksikliklerin olduğunu belirterek "Sel bölgesinde hala çökmüş hizmetler, çamura gömülmüş belediyeler, yakınlarını arayan, evlerine erişemeyen çaresiz insanlar, yıkılmış ve çamura gömülmüş evler var. Selle mücadele için Avrupa Dayanışma Fonu'ndan ve Avrupa Birliği'nin diğer toplumsal destek kaynaklarından yardım talep ediyoruz." dedi.

Peki, Türkiye'de yaşanan afetlerde de durum böyle mi oldu? Manavgat yangınları, Kastamonu sel felaketi, İzmir, Elazığ ve Kahramanmaraş depremleri gibi ülkede yaşanan her afetten sonra hükumet hızla aksiyon aldı. Vatandaşların vergi, SGK, esnaf ve tarım kredisi gibi borçlarını ertelendi. Faizsiz esnaf kredileri verildi. Hasar gören vatandaşların tüm hasarları ve kayıpları tazmin edildi. Yeni binalar ve işyerleri yapıldı. Afet yaşanan bölgelere hızla kurtarma ekipleri ve mali kaynak aktarıldı. Yani devlet, 'Ben buradayım, güçlüyüm sen müsterih ol, her an yanındayım.' dedi. İşte devlet olmanın gereği de bu… Tabi Türkiye'de yaşanan yangınlar, seller ve depremlerde milletimizin derin köklerinden gelen kardeşlik ve birliktelik ruhunun da afet yaralarının sarılmasında kolaylaştırıcı bir etken olduğunu unutmamak gerek.

Depremin İkinci Yılında Neler Yapıldı?

Bugün asrın felaketinin üzerinden iki yıl geçti. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Milletimizin dayanışma içerisinde sergilediği asrın birlikteliği ve devletimizin gücü sayesinde depremin yaraları, aradan geçen iki yılda hızla sarıldı, sarılıyor ve şehirler yeniden inşa ediliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 24 Ocak 2025 yılı itibarıyla 201 bin 580 konut ve iş yeri hak sahiplerine teslim edildi. 2024 yılında merkezi hükümet tarafından 1 trilyon 28 milyar TL tutarında deprem harcaması yapıldı. 2025 yılı bütçesinden ise afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için toplam 584 milyar TL kaynak ayırıldı. Yine 2025 yılında deprem bölgesindeki 11 ilde 2025 yılı sonuna kadar 452 bin 983 konut ve iş yerinin teslimatının tamamlanması hedefleniyor. Hükümet tarafından okullarıyla, sağlık merkezleriyle, çarşılarıyla, pazarlarıyla, yeşil alanlarıyla ve parklarıyla yeni yaşam alanları inşa ediliyor. Sadece depremde yıkılan yerlerin değil, bölgedeki şehirlerin tamamının altyapısı da yenileniyor. Deprem bölgesinde ekonomiyi canlandırmaya, üretimi, istihdamı ve ticareti geliştirmeye yönelik projeler ise birer birer hayata geçiriliyor. Devletin yaptığı tüm bu çalışmalar, vatandaşlarına verdiği değeri göstermesinin yanında devletin organizasyon kapasitesini de gösteriyor. Bunlar afetle ve özelde depremle mücadelede iyi ve güzel işler.

Unutmayalım, Ders Çıkaralım

Ancak ister istemez bir gerçek de bugün karşımızda duruyor. Çünkü Türkiye, dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunuyor. 2024 Küresel Risk Endeksi'nde de "çok yüksek risk" grubundaki ülkeler arasında bulunuyor Türkiye'de ortalama beş yılda bir can ve mal kayıplarına yol açan depremler yaşanıyor. Bu depremler nedeniyle de her yıl yaklaşık bin kişi hayatını kaybediyor. Yine yıllık ortalama 8 bine yakın konut, depremler nedeniyle yıkılıyor ya da ağır derecede hasar görüyor. İşte bu nedenle Türkiye, deprem gerçeğiyle yaşayabilmeyi öğrenmeli. Olası depremlere karşı, daha dayanıklı konutlar inşa etmeye, kentleri dönüştürmeye ve gerekli bilinçlendirme çalışmalarıyla vatandaşlar arasında deprem kültürünü geliştirmeye devam etmeli. Depremlerin, zararlarını azaltabilmek için kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanmalı ve bilimsel veriler ışığında tüm bilgi, birikim ve teknolojik imkânları kullanarak afetlere yönelik tedbirleri almayı sürdürmeli. Unutmayalım, acılarımızı ve birlikteliğimizi unutmayalım. Unutmayalım ki, gelecekte acılarla tekrar yüzleşmeyelim…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.