Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Şam'dan sevgilerle

Bir "aksilik" olmazsa, Cumhurbaşkanı Sezer gelecek ay bugünlerde ya Şam'dan dönmüş olacak ya da gezisinin arefesinde.
Ziyaretin tarihi kesinleşmediği, en azından kamuoyuna resmen açıklanmadığı için, yazıya iki ihtimalli giriş cümlesiyle başladık.
Sezer "Elbet gideceğiz" diye kesip attığına, hükümet de destek verdiğine göre, gezinin zamanlamasını tartışmanın anlamı kalmadı.
Ancak bu kararlılık, geziyle değilse bile Suriye'yle ilgili kaygılarımızı ifade etmemize engel değil. Ve önümüze gelen her fotoğraf kaygılarımızı daha da artırıyor. Son fotoğraflardan üçünü anlatalım.
İlki Şam'dan. Sezer gezisi sırasında her köşede tepeden tırnağa silahlı askerler görürse, bunu kendisi için alınmış güvenlik önlemlerine bağlamasın. Şam'ın bir süredir olağan görüntüsü bu.
Örnekleri hayli çoğalan "Kadife devrim"lerden birinin de Suriye'de denenmesinden korkan rejim, zamana karşı yarışarak bir dizi önlem alıyor. Ordu Baasçı olmayan subaylardan temizleniyor. Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın kayınbiraderi General Asaf Şevkat yönetimindeki istihbarat örgütü "El Muhaberat"tan son 4 ayda 1.400'ü aşkın subay tutuklandı. Suçları: Bir başkaldırıda halkın saflarına geçebilecekleri kuşkusu.
Kuveyt'te yayınlanan "El-Siyasa" gazetesi, Şam'daki havayı ABD müdahalesinden önceki Bağdat'a benzetiyor. Saddam'ın da savaşın eli kulağında olduğu günlerde, "düşman"la işbirliği yapmalarından kuşkulandığı yüzlerce subayı ya tutuklattığını ya da kurşuna dizdirdiğini hatırlatan gazete, analizini şöyle bitiriyor: "Suriye'de yabancı müdahaleye gerek yok. Rejim kendiliğinden çökecek."

Washington'da ne pişiyor?
İkinci fotoğraf Bağdat'tan. Irak televizyonunda her gece " Adaletin pençesindeki teröristler" adlı bir program yayınlanıyor. İzlenme rekorları kıran programda, sağ ele geçirilen yabancı "direnişçiler"in itirafları yayınlanıyor. Perşembe gecesinin kahramanı, Tikrit'teki terör kampına baskında yakalananlardan biriydi. Kimdi dersiniz; "El Muhaberat" subayı. İşte anlattıkları:
"Deri tüccarı kimliğiyle Şam-Musul arasında gidip geliyorum. Yabancı teröristleri Lazkiye yakınlarındaki kampta 40-45 günlük eğitimden geçirip Irak'a yolluyoruz. Komutanım Albay Ali El-Muhammed onlara 'Her yeri, herkesi vurun' emrini veriyor. Çünkü amacımız Amerikalılar'ı Irak'ta rahat bırakmamak, böylece Suriye'yle uğraşmalarını önlemek. "
Geldik üçüncü fotoğrafa. Washington'dan.
Yine Perşembe günü, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Ortadoğu dairesi başkanı Elizabeth Cheney (Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin kızı), Pentagon'dan John Hannan, Washington'da bir grup Suriyeli muhalifle biraraya geldiler. Birkaçını sayalım: Sürgünde liberal bir parti kurmuş olan işadamı Ferit El-Kadri, Zühtü El-Cazir, Muhammed Havam, Muvaffak Buni El-Marjeh, Husam ve Selma El-Dayri ve tanınmış Suriyeli yazar Bassam Derviş.
Ulusal Güvenlik Konseyi temsilcilerinin katıldığı toplantının konusu: "Esad rejimini zayıflatmanın yolları."
Görüşmede, Suriye'nin bugünkü ve eski yöneticilerinin rejim değişikliğinden sonra, "Halkına karşı işlediği suçlar için uluslararası mahkemeye çıkarılmaları" konusunda da görüş birliğine varıldı. 1982'deki Hama katliamının hesabı sorulacak.
Hatırlayacaksınız, Saddam'ın iddianamesinde de Halepçe katliamı başta olmak üzere "Halkına karşı işlediği suçlar" esaslı yer tutuyor.
Saddam'ın son ziyaretçisi Ankara'dan gitmişti. Dileriz, Esad için aynı şey olmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA