Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Gini Katsayısı’nı sıfırlamak; İşte bütün mesele bu

Peşin peşin malumu ilan edeyim: Alanım ekonomi değil, ama herkes en azından kendi mikro ekonomisinin nasıl yönetileceğini bilecek kadar ekonomiden anlıyor artık bu ülkede.

Bugün; henüz tanımayanlarınızı, günümüz ekonomisi için büyük önem arz eden bir kavramla tanıştıracağım: Gini Katsayısı. Bu kavram, bir millet ya da sosyal topluluk içindeki gelir eşitsizliğini temsil eden istatistiksel dağılımın ölçüsünü ifade ediyor. Mucidi, İtalyan faşizminin savunucusu olan istatistikçi ve sosyolog Corrado Gini. Faşist maşist, adam bu konuda doğru bir iş yapmış.

Bu oran sıfıra yaklaştıkça servet dağılımı adile doğru, sıfırdan uzaklaştıkça ve bire yaklaştıkça aksi yöne gidiyor demektir. Geçtiğimiz yılın rakamlarına bakalım. Şu sıralar epey işimizin düştüğü Türkiye İstatistik Kurumu'nun verileriyle… TÜİK'in rakamları; Gini Katsayısı'nın 2021'de 2020'ye göre yüzde 0,009 puan azalışla 0,401 olmasını öngörüyordu. Bu tahmin tuttu mu bilmiyorum, muhtemelen yıl sonunda açıklanacaktır.

TÜRKİYE'NİN GELİR PİRAMİDİ

Türkiye İstatistik Kurumu, geçtiğimiz ay, 2021'in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'nı yayınladı. Bu araştırmada çok ilginç veriler vardı, pek üzerinde durulmadı.

Önce piramidin yapısına bir bakalım. Çünkü gelir ve yaşam koşulları deyince ilk akla gelen şu: Hangi kesim toplam gelirden ne kadar pay alıyor ve bu paylaşım ekseninde piramit nasıl oluşuyor. Geçtiğimiz yıl en yüksek gelir grubunun, yani piramidin en tepesindeki yüzde 20'lik kesimin toplam gelirden aldığı pay, yüzde 46,7 oldu. Gelirin neredeyse yarısı. Bir önceki yıla göre yaklaşık bir puanlık, 0,8'lik bir düşüş var. Bu, iyi bir şey; ama yetersiz. Çünkü dediğim gibi bu sözünü ettiğim kesim toplumun yüzde 20'lik dilimini oluşturuyor. 2021'de, bir önceki yıla, yani 2020'ye göre en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay ise 0,2 puan artarak yüzde 6,1'e yükselmiş. Artış var, ama çok küçük. Yüzde 0,5 bile değil, 0,2.

TARIM GELİRLERİ ARTTI

Sevindirici diyebileceğim bir veri: Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı bir önceki yıla göre 2,5 puan artarak yüzde 23,4 olmuş. Yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 29,2 ile tarım sektöründe. Bununla birlikte sektör bazında bakarsak halen en düşük ortalama gelir tarımda. En düşük yıllık ortalama gelir 32 bin 635 TL ile tarım sektöründe, en yüksek yıllık ortalama gelir ise 51 bin 173 TL ile hizmet sektöründe.

Maddi yoksunluk oranı ise yüksek. Yüzde 27,2. Maddi yoksunluk derken çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira ya da konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme ve evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme gibi kriterleri kast etmiş oluyoruz. Bunlar yoksa maddi yoksunluk var demek. Ve toplumun TÜİK'e göre dörtte birinden fazlası maddi yoksunluk içinde. Bir de sürekli yoksulluk oranı var. Sürekli yoksulluk oranı ise 2021'de yüzde 13,8.

TOPLUMUN ÜÇTE İKİSİ BORÇLU

Ve bir diğer önemli veri. 2021'de, bir önceki yıla oranla borçlanma da artmış. Türkiye'de taksit ödemesi veya borcu olanların oranı yüzde 63,7. Toplumun neredeyse üçte ikisi borçlu. Bir önceki yıla göre yüzde 5,4 artış yaşanmış borçlanmada. Borçlanarak büyüme de bir yöntemdir. Ödenebilse mesele değil, ama ödemek güçleşti, daha da güçleşiyor.

Bütün bunlar Türkiye İstatistik Kurumu'nun, yani bu konudaki tek yetkili kurumun, devletin rakamları. Çok şey anlatan rakamlar bunlar. Gini Katsayısı'na ilişkin şu özet sonucu çıkarmak mümkün: Piramidin en üstündeki yüzde 20, gelirin yüzde 46,7'sini alıyor, piramidin en altındaki yüzde 20 ise yüzde 6,1'ini…

İşte bu makası daraltmak lazım. Tamam, kapitalizmde piyasa diye bir şey var ama devlet bu noktada piyasaya dar gelirli lehine müdahalede bulunabilir, bulunmalı da… Piyasa acımasız çünkü. Yaşayarak görmeyenimiz yok.

Türkiye'nin şu andaki bir numaralı ekonomik meselesi, Shakespeare'in Hamlet'indeki o meşhur 'To be or not to be. That's the question" (Olmak ya da olmamak… İşte bütün mesele bu") tiradında belirtildiği gibi Gini Katsayısı'nı sıfıra yaklaştırmak ya da yaklaştıramamak… İşte bütün mesele bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA