Türkiye'nin en iyi haber sitesi
LEVENT TÜZEMEN

Devletle kavga olmaz

Yönetimlerde "Devamlılık" esastır.. 3 Mayıs 2013'te Sabah'ta, "Arena'nın çatısı kapatılmalı" başlıklı bir yazı yazdım. Çatıyla ilgili o yazıma bir göz atalım.. Arena bittiğinde içinin dekorasyonunu yani; localar, yemek alanları, yürüyen merdivenler G.Saray kulübü tarafından yapılacaktı. Çatıyı yapma görevini de TOKİ üstlenecekti.. Çatının maliyeti, 23 milyon Euro'yu buluyordu. Adnan Polat yönetimi TOKİ'ye "Çatıyı biz yapalım, dekorasyonu siz yapın" talebinde bulundu. Dönemin Devlet Bakanı Faruk Özak'ın oluruyla 9 Ağustos 2010'da, "Çatıyı Galatasaray Kulübü, Arena'nın dekorasyonunu da TOKİ yapacak" şeklinde bir prokotol karşılıklı olarak imzalandı. Protokol gereği TOKİ ile Galatasaray, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün bilgisinde değiş-tokuş yaptı.
Adnan Polat yönetiminin ikinci başkanı Işın Çelebi beni arayıp şu uyarıyı yapmıştı: "Çatıyla ilgili yapılan protokol gereği süre 3 Mayıs 2013'te bitiyor. Galatasaray yönetimi çatıyı yapmazsa 6 milyon Euro tazminat ödemek zorunda kalır. Yönetim, Etfal hastanesinin yapımının devam ettiğini söyleyerek iki yıl uzatma talep edebilir."

'ÇATI'YI ARKAN'DAN DİNLEYELİM
Ünal Aysal'ın ilk yönetiminin ağır toplarından Refik Arkan'la konuştum. Arkan, Arena'nın temel atma töreninden itibaren konuya hakim bir isim. Hatta locasındaki büyük fotoğraf o dönemi çok iyi anlatır. Sayın Arkan akil bir yönetici olarak bana şu yorumu yaptı:
"Çatıyı kapatmak G.Saray'ın bir taahhüdüdür. Medya üzerinden devletle tartışmaya girmek yanlıştır. Bir sorun varsa gidilir devletle paylaşılır. Çünkü o insanlar makul insanlardır. Ara çözüm bulunur. Karşılıklı yazışmalar çözümsüzlük üretir... Devlet de haklı olarak mahkemeye gider. Bu kadar büyütmeye gerek yok. Oturulur, durum ve şartlar müzakere edilir. Süreç hem devlet hem de G.Saray tarafından iyi yönetilememiştir. Devir teslimin 'Kesin karar'la tapuya devrinin yapılmaması G.Saray kulübünün çabuk hareket etmesini engellemiş olabilir. Yöneticiler belki stadı tamamen devir almadıklarından dolayı, "Çatıyı yapmakla hukuki sorumluluğumuz başlamadı" gibi düşünüyorlardır. Ne olursa olsun Galatasaray çatıyı kapatmak zorundadır.."
Bunların hepsi kayıtlarda var. Buna rağmen dostum yönetici Sedat Doğan'ın, "Çatının kapatılmasıyla ilgili sözleşmede herhangi bir madde yok" ifadesi beni çok şaşırttı, G.Saray'ı devletle karşı karşıya getirdi. Öncelikle devletle sürtüşmenin kimseye faydası yoktur. Çözümün anahtarı karşılıklı görüşmek. Mahkemeye gitmek de yanlış olur. 25 milyon taraftarı olan, Türkiye'nin en büyük takımlarından biri olan G.Saray'ın yönetimine verilen sözleri yerine getirmek yakışır. Mevcut yönetim içinde devletle yapılan protokolleri yakından bilen insanların olduğunu düşünmüyorum.

'DEVLET ADABINI BİLMEK'
G.Saray'da görev alınmaz, verilir. Sayın başkan Ünal Aysal da çatı konusunun çözümü için "devlet adabını" yakından bilen Refik Arkan ve Işın Çelebi'yi görevlendirmelidir. Bu ikili çözüm üretecek bilgi, birikim ve tecrübeye sahiptir.

İDEAL STOPER ÖMER TOPRAK
TFF'nin
6+0+4 kararının doğru olmadığını hep söylüyorum. Tribünde oturan her yabancı, kulüpler için külfettir, huzursuzluk getirir. Bu karara en çok G.Saray ve G.Birliği kulübü muhalefet etmişti. G.Saray ile TFF arasındaki sürtüşme de sürüyor. TFF'den bir yönetici bana, "Ünal Aysal ve İlhan Cavcav, TFF ile ilgili ithamda bulunmasalardı bir çözüm üretecektik" yorumunda bulundu.
G.Saray 6-0-4 kararının kalıcı olacağına inanmadığı için sezon başı yerli oyuncu konusunda kadro mühendisliğini doğru yapmadı. Hatta Colin Kazım ve Erman Kılıç'ı yollamak hataydı. G.Saray yönetimi şimdi kadroyu yerli oyuncularla takviye etmek için büyük çaba harcıyor. İlk hamle Bursalı Serdar Aziz için yapıldı. Bursa yönetimi "Serdar'ı satmayacağız" dedi. Serdar Aziz zaten doğru bir transfer olmaz. Milli Takım'da Semih'i kesemeyen Serdar, G.Saray'ın büyük hedeflerinin oyuncusu olmaz. Serdar düz ve tamamen fizik güçle oynayan bir oyuncu. Tekniği zayıf, geriden oyun kurma özelliği yok ve tek hamleli bir stoper. Kulüpler artık 1.90'nın altında stoper transfer etmiyor. Ömer Toprak ya da Kasımpaşalı Barış doğru isimler olur. Özellikle Ömer iki ayağını mükemmel kullanıyor. Topla geriden oyun kuruyor. Sakin ve kendine güveni yüksek. G.Saray yönetimi doğru bir kararla Hakan Çalhanoğlu'nu istiyor. Ancak Hamburg'un orta alanında görev yapan Tolgay Aslan'ı da transfer komitesi listesine almalıdır.

AVRUPA'YA GİTMEYİNCE
F.Bahçe tek kulvarda oynamanın meyvelerini alıyor. Ersun Yanal kazanılan her maçtan sonra kimseyi ön plana çıkarmayıp, "Biz 24 kişilik bir takımız" yorumuyla ekip ruhunu ayakta tutuyor. Yönetimin, yabancı konusunda, "İki yıldır yeni kurala göre yapılanıyoruz. 5+0+3 kuralında ısrarcıyız" söyleminin günün şartlarına göre söylendiğini düşünüyorum. Çünkü gelecek yıl F.Bahçe Avrupa'da olmayacak. Acaba Avrupa kapısı açık olsaydı her zaman, "Yabancı serbest bırakılsın" tezini savunan Sayın Aziz Yıldırım olası karar düzeltilmesine karşı çıkar mıydı? Mevlana ne demiş; Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA