Sivas'ta zemin ayağa pas oynamaya, top tutmaya ve ayakta kalmaya izin verince tempolu, mücadele gücü yüksek, kıran kırana bir maç izledik. Büyük keyif aldık. İki takım oyuncularına da soğuk havada gösterdikleri mücadele için teşekkür etmek gerekir. İki ayaklı maça bakınca Sivas turu atlamayı hak eden bir oyun sergiledi. Penaltılarda adalet yerini buldu ve Sivas kazandı.
Kulübelerle birlikte bakınca Sivas'ta oyuncu alternatifi fazlaydı. Türkiye'nin en geniş ve kaliteli kadrosuna sahip takımı olarak gösterilen G.Saray'ın varlık içinde yokluk çektiği, Sivas'ta belgelendi. Skibbe 101 dakika aynı kadroyla oynuyor, Sivas iki oyuncu değiştiriyorsa, bu; G.Saray'ın kulübede zaaf yaşadığını gösterir. Yönetim, önce "Transferler doğru mu?" diye kendini sorgulamalı. Sonra da sağlık kurulunu toplantıya çağırmalı. Bir takımda bu kadar sakatlık mı yaşanır? Giden geri gelmiyor.

ARDA MAESTRO GİBİYDİ
12'nci adamı bile olmayan G.Saray "Kalan sağlar bizimdir" felsefesiyle sahaya sürdüğü kadroyla mükemmel mücadele etti. Mehmet Güven, Topal, Barış, iki Emre, Balta tekmeye kafa koydu, sahanın her yerine bastı. " Kendisine iyi bakmıyor " diye suçlanan Arda'ya ayrı bir sayfa açmak gerekir. İnsaf! Bu Arda, Euro-2008'den geldi ve sezon başından beri her maçta oynuyor. Sürekli üç günde bir maç yapıyor. Bazıları kuşun kanadından sakatlanırken Arda koşuyor, mücadele ediyor, gol pası veriyor, gol atıyor. Dün de takımın maestrosuydu. Takipçiliğiyle mükemmel bir gol attı. Tekme yedi yılmadı. Turu getirebilecek ortasında topu Ümit Karan'ın ağzının içine kesti ama Karan, bir metreden boş kaleye golü atamadı.
Skibbe'nin elenmeye, "Kadrom bu kadar" kılıfını uydurma hakkı yok. Önce suçlu kendisi. Yapmadığı rotasyonlar sonucu yaşadığı sakatlıklar her hafta G.Saray'ın boyunu kısalttı. Milli takıma en çok oyuncuyu veren G.Saray, bu kadro darlığında zaten üç kulvarda yürüyemezdi. Şimdi iki hedef kaldı. Ancak sakatlar çabuk dönmezse önce Avrupa, sonra da lig hayal olur.