Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yaşanmış güzel günler..

"Seni terk edip gidenler hakkında nasıl bu kadar olumlu şeyler yazabiliyorsun.. Yazdıkların gerçek mi?.. İçten duyguların onlar mı?.. Yoksa laf ola yazıyorsun" diyen e-mailler var.. Bana soran dostlar var..
Düşünmediğim, hissetmediğim hiçbir şeyi yazmadığımı en iyi bilenler bile şüphede..
Geçen hafta, altı yıl sonra beni bırakıp gidenin ardından yazdıklarım da şaşırtmış bazılarını..
Migros'taki şokella rafının önünde nasıl tatlı tatlı duraksadığımı anlatmıştım.. Geceleri uyanır, mutfağa koşar, şokella sürerdi ekmeğe, hani.. Onu anlatmıştım, mutlu anlarım, anılarım derken..
"Mutluluk akıp giden bir şey değildir.. Mutlu anların her biri, tespihin bir tanesidir. Tespih ne kadar büyükse, o kadar mutlu olmuşsunuz demektir" derim ya hep..
Şimdi, "Sonu iyi bitmedi" diye o taneleri söküp atarsam tespihimden, geriye tespih diye bir şey kalır mı?..
Yaşanan her mutlu anın hakkını vermek gerek.. Ve onları unutmamak.. Ve onları hep hatırlamak..
Bu kız bana hayatımın en güzel altı yılını yaşatmış.. Altı yıl hayal bile edemeyeceğim kadar mutlu olmuşum..
Sonra hayatımdan çıkmış ve gitmiş..
Hadi ondan nefret et.. Unut.. En güzel, en mutlu yaşanmış altı yılı sil hayatından.. Yok say.. Unut yani..
Niye?..
"Gitti" diye öfkelenmek, kızmak doğal, kabul ediyorum. İnsan terk edilmeyi kolay hazmedemez.. Edemediği için, bu duyguyu öfkeye ve nefrete dönüştürür ki, daha kolay savaşsın.. Kabul etmediğim bu..
Gitti!.. Tamam!..
Peki ama ya hiç gelmeseydi?.. Ya hiç karşınıza çıkmasaydı?.. O altı yılı da yaşamamış olacaktınız.. O olmasa başkası olur muydu?.. Bilinmez.. Bildiğiniz, altı muhteşem yıl yaşadığınız..
Önce size bu altı yılı verene bir teşekkür edin bakalım..
Ben bu teşekkürleri etmeyi başardım işte..
Beni terk edip Amerika'ya gitmişti eşim.. Ona da kızdım önce.. Ama sonra öfkemi yenip, birlikte geçirdiğimiz yıllar için ona teşekkür borçlu olduğumu kabul ettirmeyi başardım kendime..
Şimdi hayattaki en iyi dostlarımdan biri olması bundan..
Beynimde çok sevdiğim bir mekanizma var.. Geçmişe baktığımda sadece iyi, güzel, en güzel şeyleri hatırlıyorum. Kötü anıları silen bir sistem kurmayı başardım ben.. Allah vergisi değil.. Ben eğittim beynimi..
Bu yüzden hep güzel şeyleri hatırlıyor ve bana bu güzellikleri yaşatanları hep seviyorum..
Deneyin..
Sakın, ama sakın, sonu istediğiniz gibi olmadı diye, yaşamınızın en güzel anlarını unutmaya, yok etmeye teşebbüs etmeyin..
O zaman boşuna yaşamış olursunuz.. Boş yaşamış olursunuz..
Hayatınızın çok kısa bir bölümünü dahi olsa, güzel dolduranlara öfke değil, şükran duymayı başarırsanız, devam eden yaşamınız çok daha kolaylaşır, dostlarım..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA