Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Depremin tedavisi.. Devlet Tiyatrosu!..

Nuray Haytabaşı / Van

2011 depremlerinden sonra yeniden inşa edilen Van'da, namı diğer Güneş Şehrindeyim. Meraklı gözler ve ürkek adımlarla ilerlemeye çalışıyorum. Fakat geçtiğim her köşebaşında tekrar tekrar şaşırıyorum. Nasıl da değişmiş her şey!.. Karşılaştığım her yeni yapı beni tam aksine, eskiye taşıyor. Mesela yürüdüğüm kaldırımın sol tarafında eski binası ile Van Ticaret Lisesi olmalıydı. Oysaki şimdi karşımda, tüm ihtişamıyla Şişli Öğretmenevi.. (Şişli Belediyesi'nin Van'a armağanı.)
"Güven duygusu!." Evet, hissettiğim tam anlamıyla bu... Renklerinden mi bilmem, ya da eksi 22 derecede deprem felaketiyle yüzleştiğimiz o unutulası günlerde, bizleri hisseden sıcacık yürekleri hatırlattığından mı; binaya baktıkça, güneş gibi içimi ısıtıyor.
Bugün tiyatro izlemek için güzel bir gün... Heyecanımdan olsa gerek, adımlarım gittikçe hızlanıyor. Sabırsızlıkla Kültür Merkezi'ne ulaşmaya çalışıyorum. Kültür Merkezi şehir merkezine konumlandırılmış, içinde Halk Kütüphanesi, Güzel Sanatlar Galerisi gibi birkaç kurum var. Van Devlet Tiyatrosu da bunlardan biri.
Nihayet Kültür Merkezi'nin önündeyim fakat daha bahçe kapısından içeri bakar bakmaz, şaşkınlıktan gülümsemeye başlıyorum. Karşımda kocaman bir çadır, "Van Valiliği Sanat Çadırı"... Çadır dediğime bakmayın sakın! İçine girdiğinizde her şey değişiyor ve çadır bir anda şık bir tiyatro salonuna dönüşüyor. Bu tür mekânlarda olması gereken hemen her ayrıntı nerdeyse düşünülmüş.
Birazdan, Umut Uğur'un yazdığı "Evham" adlı oyun sahnelenecek... Oyunun Yönetmeni Emin Gürsoy, değerli sanatçı 1997 yılında kurulan Van Devlet Tiyatrosu'nun, ilk kadrosundan...
Hikâye bir metroda geçiyor. Metronun gecikmesiyle başlayan sorun bir bomba ihbarına kadar uzanıyor. İnsanların panik, kuşku ve önyargı dolu karmaşık ruh halleri trajikomik bir şekilde tiyatro severlerle buluşturuluyor.
Oyunun odak noktası ne diye sorarsanız, hiç düşünmeden replikler derim. Gittikçe artan bir tempoda ve hiç beklemediğiniz bir anda çok etkili bir replik sizi adeta sarsıyor. Metin üzerinde çok çalışıldığı ve seyirciyi kavrayacak sürprizlerin zekice planlandığı su götürmez bir gerçek. Tabi bu durum oyuncuların ustalıkları ile de perçinleniyor. Özellikle Edip Kamacı'nın oynadığı karakterde yaptığı şive, şaşırtıcı derecede başarılı. Diğer etkileyici rollerde, Çiğdem Aydın, Tolga Gülcüler, Zeynep Mataracı ve Gül Urgan var. Oyuncuların jest ve mimikleri o denli başarılı ki, nerdeyse her hareket salondan anında tepki alıyor.
Önemli rollerden birini de Mesut Irk üstlenmiş. Mesut, Vanlı bir sanatsever. Devlet Tiyatrosu'nda sözleşmeli çalışıyor. Tiyatroya gönül vermiş ve asıl mesleği olan jeoloji mühendisliğini ikinci plana almış. Başarılı oyuncu seyirciyi selamlarken, nasıl da mutlu görünüyor...
15 yıllık geçmişiyle Van Devlet Tiyatrosu, bu seçkin sanat dalını nicelerine tanıttı, çok ama çok sevdirdi. Tiyatro sahnesini en ücra yerlere taşıdı. Bu da yetmedi, güzel konuşma, ifade gücü gibi konularda bölge insanına inanılmaz bir katkı sağladı.
Uzun lafın kısası, Devlet Tiyatrosu Van'da önemli bir Eğitim Merkezi oldu. Deprem sonrasında yaşananlar ve bu süreçte şahit olduğumuz sanatçı duruşu ise gerçekten takdire şayandı. Şöyle ki,
Deprem sonrası her şey çok zor... Binalar kullanılmaz durumda. Tespit edilen birkaç bölgede hızla "Çadır Kentler" kuruluyor. Barınma sorunu halledildikten sonra sıra, halktaki deprem travmasının etkilerini azaltmak yönünde birtakım tedbirler almaya geliyor. İşte tam da bu kritik dönemde, Van Devlet Tiyatrosu şartlara aldırmadan, "tiyatroya devam" kararı alıyor.
Fakat işe, o kadar etkili bir yerden başlıyorlar ki, hayret edersiniz!..
Hedef kitle olarak çocuklar seçiliyor. Öyle ya, dehşet dolu anlardan en çok kim etkilenmiş olabilir ki!.. Devlet Tiyatrosu'nun sahne olarak düzenlediği bir "TIR" ile muhteşem işler başarılıyor. En önemlisi bütün bu çalışmalar gelişigüzel değil, psikologlarla iş birliği halinde yapılıyor. Hepimizin o günlerde şahit olduğu ama pek de tanımlayamadığımız bir şey değil miydi bu, çocukların gözlerindeki ışıltı ve umut dolu bakışlar?..
Sanatçıların alkışlar arasında seyirciyi selamladığı bölümü çok severim ama artık bu anlar benim için çok daha özel... Onları, tüm içtenliğimle, gözlerim dolu dolu, ayakta ve saygıyla alkışlıyorum.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA