Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir harika pazar eki!..

"Marifet iltifata tabidir" demiş eskiler ama ben Şengül Balıksırtı kardeşimin liderliğinde pazar ekini hazırlayan ekibe "İltifat" değil, "Sitem" edeceğim..
Çünkü pazar günü benim en az bir saatimi yediler..
Bu hafta yaptıkları pazar ekini bir saat elimden düşüremedim.. Yani 12 sayfalık bir ekin hem de uzun uzun yazılmış tüm yazıları bu kadar "Okutucu" olabilir mi?. "İlanları da okutaydınız bari" dedim içimden, eki nihayet elimden bırakırken..
The New York Times'da gördüğüm eklerden birini yapmışlar bu hafta..
Kapak, içerinin anonsları.. İyi hazırlanmış.. Geçiyorum.
İkinci sayfa Emre Aköz'ün şirin yazılarıyla başlıyor. Hele dünyayı heyecanlandıran Güneş Tutulması üzerine kaleme aldığı mizah dolu yazı..
Üçüncü sayfadaki Hasan Bülent dostumun yazısının "Türklerin ana dili İngilizce" başlığı sizi yanıltmasın.
Hasan Bülent, özellikle gençlerin kullandığı o sosyal medya diline neden hoşgörü ile bakmamız gerektiğini çok iyi anlatıyor. Yaşamının yarısı gençler içinde geçen bir üniversite hoca ve yöneticisinin sözleri bunlar.. Herkes iyi okumalı.. Hepimize dersler var..
Çevir sayfayı.. Olkan Özyurt harika bir röportaj yapmış, yeniden göreve başlayan bekçilerle.. Ba- yıl- dım..
Bir sahne.. Vakit sabaha karşı.. Bir metro istasyonu girişinde iki delikanlı.. Biri aşk acısı çekiyor. Öteki teselli ediyor. Ellerde içki olunca, ağlayan da, teselli eden de gürültülü..
Bekçiler, kimlik kontrolü yaparken birisi acı çekene "Aşk acısı bağırınca geçmez" diyor.. Öteki de teselli edene "Arkadaşınızı daha sessiz teselli ederseniz seviniriz" diyor ve aslında sadece bu yaşanan örnek, sistemin ruhunu özetliyor.
"Ağaçtan oyma el işçiliği" bence tam sayfa olması gereken, bir tükenmekte olan el sanatımızı anlatıyordu. Hele çocukken köyde hemen her gün oynadığımız Orta Asya kökenli, matematik, zekâ ve taktik oyunu Mangala'dan söz edip iki satırla bırakmak olmamış.. Biz Cangıl Cungul der, tahta oyma oyun aletimiz olmadığı için yere çukurlar açıp oynardık. Keşke oyunun nasıl oynandığını da anlatsalardı.. (Google'a girmesi lazım, şimdi merak edenin..)
Orta sayfa harika.. Kuzey Kutbu'na Türk Bayrağı diken ekibin öyküsünü Nebahat Koç nakletmiş ve de ne güzel nakletmiş, resimlerle beraber..
"Aldatma" haftanın konusu, arka arkaya gelen popüler aldatma, aldatılma olaylarıyla.. Göksan Göktaş magazin konusunu uzmanlarıyla konuşunca ortaya keyifle okunan ama çok şey anlatan ve öğreten bir yazı çıkmış.. Buyrun, son bölüm.. Aldatılma krizini kim kolay atlatıyormuş, bakın bakalım, Psikolog Emre Konuk son noktayı nasıl koymuş..
"Kadınlarda meşhur kadın dayanışması devreye giriyor: Kadın her şeyi detayına kadar çevresiyle paylaşabiliyor. Birlikte erkekler çekiştirilir, zaten hepsinin 'böyle' olduğuna kanaat getirilir. Bir rahatlama yaşanır. Ama erkek dokunmayı da, dinlemeyi de, çözüm önerisi getirmeyi de bilmez. Hatta önermese daha iyi olur! Aldatıldığını çevresiyle paylaşamaz. Psikolojik destek almak konusunda da zor karar verir. O yüzden erkek aldatılma travmasını daha zor atlatır."
Bilim sayfamızı okumazsanız çok yazık edersiniz.. Hâlâ farkına varmadığımız, hâlâ gereken önemi vermediğimiz Göbeklitepe insanlık tarihini yeniden yazdıracak bulgular getiriyor. Prof. Caner Taslaman ve Dr. Enis Doko'yu mutlak, ama mutlak okuyun.. Rengârenk sayfadan bir minik alıntı.
Çıplak gözle görebildiğimiz en uzak nesne, Andromeda Galaksisi.. Ama gördüğümüz, o galaksinin 2.5 milyon yıl önceki hali.. Çünkü saniyede 300 bin kilometre hızla giden ışığı dünyamıza ancak o sürede ulaşıyor..
Çifte Bülentler'i artık yazmıyorum.. Ama herkese tavsiyem.. Kaliteli, ilginç, size bir şey anlattıracak spor yazısı istiyorsanız eklere bakın, spor sayfalarına değil..
Teknoloji sayfasına pek bakmadım, çünkü konu nefret ettiğim cep telefonları.. Ama gençler bayılacaktır, eminim..
Emre Aköz'le başladığımız eki, eşi Nur Çintay kapıyor.. Önüne gelenin "En İyi" listeleri yayınladığı günümüzde, Mantı ve döneri ele almış.. İstanbul'a gelen dostunuza hangi dönerci ve mantıcı.. Nur'un o mizahi diline bayılıyorum.. Gelişim'den sonra, birlikte Sabah'a geldiğimizde Ayşe ile (Arman) Nur'u, Ercan'a (Arıklı) tavsiye etmiştim. " Bunlarda harika kalem, zekâ, mizah var" diye.. İkisi de beni mahcup etmediler sonunda..
(Sonunda lafı nasıl kendime getirip yazıyı bitirdim, görüyorsunuz..)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA