Ülkemizde hakemlik yapmak dünyanın en zor işi... Yönetici, medya, seyirci baskısının benzeri başka ülkede yok. Trabzon'da çok kritik bir maç var. Evsahibi 5 maçta 1 puan almış; bunalımda. Tek çıkış yolu F.Bahçe karşısında başarılı olmak. Seyircinin yıllardır en büyük keyfi F.Bahçe'yi yenmek. Avni Aker'deki atmosferin nasıl olacağı bilinen bir gerçek.
İşte bu zor şartlarda hafta için ortaya bir de Nihat Özdemir'in işleri iyice karıştıran açıklaması çıktı. Bülent Demirlek'in ruh halini düşünmek lazım. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Demirlek iyi maç yönetti. Ufukhan'a kırmızı kartı çıkarsaydı, zorluk derecesi yüksek maçı üst düzeyde yönetmiş olacaktı. Neticeye tesir eden hatası yok. Seyircihakem, futbolcularhakem arasında bir sürtüşme yok ama Demirlek eleştirilerin odak noktası.
Geçen hafta da aynı şeyler oldu. Kadıköy'de kritik bir derbi, 55 bin seyirci ve bu ortamda kazanmak için varını yoğunu ortaya koyan bir Beşiktaş... Vedat Yüksel ilk derbisine çıkacak. Atmosferden ve maçtan korkmayarak ikili mücadelelere prim tanıyarak oyunu oynattı. Maçtan sonra puan kaybeden ev sahibi seyircisiyle problem yok, futbolcularla yok, bazı yanlış düdükler çalsa da neticeye tesir eden yanlış yok. Ama Vedat Yüksel, eleştirilerin odak noktası. En çok konuşulan pozisyon da Lugano'nun hareketi.
BİZİM BAKIŞIMIZ FARKLI
Şimdi biraz geriye dönelim. 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Kadıköy'de İngiltere'yle final niteliğinde bir maç yapıyoruz. Hakem dünyanın bir numarası Collina... Bir çok hakemin es geçebileceği Tugay'ın hareketine tereddüt etmeden aleyhimize penaltı çaldı. Zaten Collina, hayatında eyyamcılık nedir bilmeyen bir hakemdi. Maçın sonlarına doğru rakibin bir kontratağını önleyebilmek için 18 dışına çıkan Rüştü, tekvandoyu andıran hareketle pozisyonu kesti. Collina, Rüştü'ye kırmızı kart çıkarmadı. Ertesi gün medyamız Collina'nın mükemmel maç yönettiğini yazdılar. UEFA'dan da en yüksek notu aldı.
Yüksel ve Demirlek, bu yönetimlerin aynısını, örneğin Milan-İnter derbisinde gösterseler övgü yağardı. Ama bizim olaylara bakış açımız farklı. Ben faal hakemliğinde Çulcu'yu en çok eleştiren kişiyim. Ama MHK başkanlığında çok başarılı buluyorum.