Fenerbahçe için son derece kritik ve zorlu bir rövanş maçıydı. İlk maçta gol yemeden alınan tek farklı galibiyetin avantajını kullanabilecek kontrollü bir anlayış temel hedefti. Ancak oyunun hemen başında duran toptan gelen gol avantajı çok büyük bir avantaja dönüştürdü. Rakibin morali bu şok golle çok bozulmuştu. İlerleyen bölümlerin nasıl geçeceği belli olmuştu.
Artık Anderlecht bütün riskleri göze alarak Fenerbahçe'nin üstüne gidecekti. Nitekim de öyle oldu. Bu yoğun baskı karşısında Fenerbahçe doğal olarak alanı daraltacak, tempoyu düşürecek ve de ayağa paslarla rakibin direncini kıracaktı. Ancak sarı lacivertliler çok pas hatası yapıp bu agresif prese karşılık vererek baskı altından çıkamadı.
Deivid çok koşmasına rağmen yapısı itibarı ile sadece gölge presi yapabiliyor. Kezman, Tümer ve Alex'te defansif yönden alışılmış biçimde yetersizdiler. Bu yüzden Anderlecht'in baskısında zaman zaman zor anlar yaşandı. Kaleci Volkan'ın maça güvenli başlaması önemli avantaj oldu. Bazı ciddi tehlikeler atlatılmış olsa da devre istenilen sonuçla bitti.

KAZIM FENER'İ AYAKLANDIRDI
İkinci yarıya rakip artık son bir hırsla yine atak başladı. Bu bölümleri de Fenerbahçe top kazanarak ve hücuma çıkarak değerlendiremese de iyi savunma yaptı. Çünkü alan daraldığından dolayı defans blokunun tecrübeli oyuncuları Aurelio ve Deniz, Deivid'in de yardımlarıyla rakiplerine çok pozisyon vermediler.
Zico nihayet oyuncu değişikliği yapmayı akıl etti. Colin Kazım girdikten sonra Fenerbahçe topları karşı alana taşımaya başladı. Anderlecht'in de moral ve fizik gücü artık tükenmişti. Bu arada Alex bulduğu bir fırsatı kalitesine yakışır bir biçimde değerlendirerek maçı tamamen bitiren golü attı.
Bundan sonra oyunu bırakmış rakiple moral kazanmış Fenerbahçe oyunu karşılıklı ataklarla geçirdiler. Dün gecenin bence en önemli ismi müthiş mücadelesi ve her tarafa yaptığı katkıyla Deniz'di. Kaleci Volkan da kendisi hakkındaki tereddütleri boşa çıkaran, kendinden emin ve çok başarılı bir performans sergiledi.
Fenerbahçe'nin Avrupa kulvarında kendisine handikap teşkil eden kadro yapısıyla Şampiyonlar Ligi'ne kalması bence çok büyük bir başarıdır. İsviçreli hakem son derece objektif bir yapıyla çok iyi bir maç yönetti.