Fenerbahçe dün gece üç maçlık beraberlik serisine Ankaragücü galibiyeti ile son verdi. Evinde kazanmak mecburiyetinde olan Fenerbahçe ilk devrede rakibini etkili bir baskı altına alamadı. Bunun en büyük sebebi günümüz futboluna ters olan düşük temposu idi. Hücum girişimleri çok adamla denense de yavaş geliştiğinden Ankaragücü'ne geride yerleşme şansı verildi. Kornerden Aurelio'nun attığı güzel kafa golüne kadar Fenerbahçe pozisyon bulamadı. Bu golden sonra biraz yükselen tempo ile ikinci gole yakın ataklar gelişti, iki tane de net pozisyon kaçtı.
İkinci yarıya Fenerbahçe atak başladı. Ancak belli bir süre sonra oyun dengelendi. Kezman iyice oyundan düştü, Alex yoruldu. Zico yine uzun süre kulübede seyirci kaldıktan sonra Kezman ve Alex'i çıkardı. Son 15 dakikayı Fenerbahçe rahat geçirdi ve uzatmaların hemen başında ikinci golü de bularak işi bitirdi.
SEMİH'İN SUÇU NE?
Fenerbahçe, dün de hücumda rakibi zorlayan bir takım görüntüsü vermedi. Son dakikadaki ikinci gole kadar atılan tek gol de duran toptandı. En önemli artıları ise oyun disiplini ve takım savunmasındaki başarısı idi. Defans bloğu son dakikaya kadar arkasında genişlik bırakmadan alan daralttı. İki ön libero, Aurelio ile Deniz'in alışılmış defansif performansları ve Vederson'un Roberto Carlos'a hücum ile savunmada yakın yardımı sayesinde tek kale önü tehlikesi dahi gündeme getirmedi.
Kezman'ın formsuzluğu sürüyor. İlk devrede girdiği pozisyonda adeta kaleciye geri pası verdi ve rekor sayıda da ofsayta düştü. Zico'nun formayı en çok hak eden oyunculardan biri olan Semih'e karşı yine Kezman'ı tercih etmesi ve sonradan da görev vermeyişine iyi niyetle yaklaşmak mümkün değil.
Ankaragücü 90 dakikanın hiçbir bölümünde organize olamadı. Kirita'nın eksikliği handikap teşkil etti. Briegel'in takım tertibi de çok yanlıştı. Mustafa Özkan'a orta sahada görev vermesi, güçsüz Ahmet Dursun'u forvette oynatması büyük hatalardı. Bebbe'nin topla rakip arasına girerek yaptığı olumlu icraatlar böylece boşa çıktı.