Fenerbahçe, Galatasaray derbisindeki gibi pozisyonsuz güzel bir gol attı. Bunun dışında yine derbideki gibi hiç pozisyon bulamadan 90 dakikayı bitirdi. Ama bu defa gol yemediği için kazandı.
İlk devre Bursaspor ayağa paslarla sahanın bütününü kullanarak sürekli hücumu düşündü. Fenerbahçe ise iki ön libero Selçuk ve Cristian'a ilaveten Mehmet Topuz'la birlikte defans bloğuyla bütünleşerek alan daralttı. Rakibin golcü iki oyuncusu Pinto'yu Bekir-Yobo kıskacında, Batalla'yı da Selçuk- Cristian kıskacında pasifize ettiler. Bu tabloda Sestak'tan da gerekli katkı gelmeyip sol kulvarın önemli ismi Ozan da olmayınca Fenerbahçe'nin takım savunması hiç sıkıntı çekmedi. Hücum gücü ise doğal olarak sorunluydu.
Gökhan Gönül yoktu, Selçuk ve Cristian'ın ofansif girişimleri alışılmış biçimde çok sınırlıydı. Stoch kontrol altındaydı. Mehmet Topuz da bütün iyi niyetine rağmen her zamanki gibi ileriye istenilen katkıyı veremiyordu. Sow ise kısa sürede ülkemize gelen bir çok yabancı gibi kendisini bırakmış, ayakta duracak hali dahi yoktu. Bütün yük Alex'in üzerine bindi. İlk devrede tehlike kokan bir kaç pozisyonun hazırlayıcısı tek başına Alex'ti. Sonuçta rakip defansın bir ikramını değerlendirerek takımına skor avantajı kazandırdı.

SAĞLAM MAÇI BURSA İÇİN BİTİRDİ
İkinci yarıda Bursa tempoyu yükselterek yüklenmeye başladı. Fenerbahçe ise savunmada kalıp ileriye çıkamıyordu. Bu arada Pinto'nun güzel bir şutu direkten dönerken Yobo'nun ikramını da Sestak direğe nişanladı. Bursa cephesinde oyunu gidişatında yapılacak tek iş vardı. Kötü bir gününde olan Batalla'yı çıkarıp Pinto'nu yanına Bangura'yı monte etmek... Bu şekilde, yoğun baskıda Fenerbahçe defansının kafası karışırdı. Ama Ertuğrul Sağlam tuttu, Barış'la Turgay'ı oyuna aldı. O dakikadan itibaren de maç Bursa açısından bitti.
Dün bir kere daha belli oldu ki, geçen haftaki köşe yazımda yazdığım gibi Fenerbahçe kontratak futbolunu hiç uygulayamayan ender takımlardan biri. Her şeye rağmen önemli bir üç puan kazanıldı. Ama Sow'daki çok erken fiziki düşüş hiç hayra alamet değil. Hakem Özgür Yankaya taraftar baskısı olmadığından başarılı bir maç yönetti.