Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Köyümüze geri dönelim

GEÇEN hafta TRT 1'in yeni programı Ters Yüz'ü nasıl merakla beklediğimi yazmıştım. Rizeli arıcı İbrahim Bey ve ailesi ile İstanbullu avukat Hayrettin Bey ve ailesi, bir haftalığına mekan ve statü değiştirip birbirlerinin hayatını yaşayacaklardı.
Programdan umduğum sonuç çıktı: Rizeli aile, İstanbul'un trafik kaosu ile donatılmış eşsiz keşmekeşi karşısında iki günde pes etti. Avukat Hayrettin Bey ve ailesi ise Çamlıhemşin'in müthiş doğası karşısında büyülenip İstanbul'a dönmek bile istemediler. Avukat Hayrettin Bey; derenin başında kırmızı pullu sazan avlarken, keyif içinde "Herkes burayı mutlaka görmeli" diyordu. Hatta orada edindiği yeni dostlarından ayrılırken gözleri dolu doluydu. İbrahim Bey ise bir Uzakdoğu restoranında en güzel yemek olarak önüne getirilen suşi'yi "Iyy, bu balık çiğ" diye geri gönderirken, eşi ve çocukları ise İstanbul'un boğucu havası ve trafik keşmekeşinden yaka silkiyorlardı.
Yıllarca Rize'nin yaylalarında seke seke oynayıp kazasız belasız büyüyen ailenin kızı, İstanbul'un çarpık kaldırımlarında düşüp ayağını burktu. Rizeli aile dönüş için havaalanına adeta koşa koşa gitti.
Tabii ki Ferdi Tayfur'un ünlü "Haydi gel köyümüze geri dönelim" türküsü eşliğinde...
Taşralı okurlara diyeceğim o ki, kimse dizilerde, filmlerde gördüğü İstanbul'a aldanıp da gül gibi memleketini beğenmemezlik etmesin.
Çünkü nicedir İstanbul'un taşı toprağı teneke...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA