Türkiye'nin en iyi haber sitesi

YÜKSEL AYTUĞ

Gerçek televizyon şehidi

Meral Okay ile en son 3 ay önce telefonda konuşmuştum. Son derece üzgün ve moralsizdi. Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili suçlamalar, onu neredeyse hastalığından daha fazla yıpratmıştı.
Saçma sapan eleştiriler yapıldığı yetmiyormuş gibi, bazı kişilerden ölüm tehditleri aldığını, taciz edildiğini, hayatının işkenceye dönüştüğünü belirterek; "Ben burada canımla uğraşıyorum. Bir de üstüne bunlarla uğraşmak zorunda kalıyorum" demişti.
Karşımda bu denli mutsuz, umutsuz ve bezgin bir Meral Okay bulacağımı ummamıştım.
Zira onunla Akademi Türkiye yarışmasında birlikte çalışmış, 'Akademi Müdiresi' görevinin altından nasıl da başarıyla kalktığına şahit olup güçlü kişiliğine hayran kalmıştım. Karşımda 'vazgeçmiş' ve 'pişman' Meral Okay'ı bulunca, ona moral vermek, destek olmak ihtiyacını hissettim. Dedim ki, "Sakın yazılanlara, söylenenlere aldırma. Gerekirse hukuki işlem başlatsın avukatların. Bize en çok sen lazımsın, Meral Okay lazım. Bir dizi için kıyma kendine..."
Dün sabah ekranda 'Ünlü oyuncu ve senarist Meral Okay hayatını kaybetti' yazısını görünce, üzüntü ile öfke arası acayip bir fırtına koptu içimde. Hem Meral Okay'a üzüldüm, hem de Muhteşem Yüzyıl için sürekli kaleme aldığım 'Bu dizi, bir belgesel değil; yapmayın, etmeyin, kıymayın' yazılarının buhar olup havaya karışmasına öfkelendim.
Meral Okay, sektörün acımasız çarklarının hayattan kopardığı bir televizyon şehididir. Üstelik onca saldırı ve tehdide aldırmadan göğsünü kalemine siper eden, doğru bildiğinden şaşmayan, eğilip bükülmeyen gerçek bir kahramandır. Allah gani gani rahmet eylesin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.