Buradan yola çıkarak dizinin 'çıpasının', yani tüm karakterleri belli eksenlere çeken, onlara yön veren karakterin Haluk olduğunu söylemek mümkün. Haluk'un temelleriniyse Yeşilçam'da, 90'ların önemli dizilerinde bulabileceğimizi daha önce söylemiştik. İşte burada şöyle bir parantez açmamız gerekiyor... Saymış olduğumuz Yeşilçam figürleri de, yakın dönemdeki birçok baba figürü de, bir biçimde toplumun demokratik seçimlerine hep müdahil olmuş 'devlet baba'nın birer yansıması esasen. Her biri dogmatik bir şekilde korumacı, dediğim dedik. Filmlerdeki konumlarıysa Haluk'un
Çocuklar Duymasın'daki konumundan farksız. Münir Babamızı da bir şeylere razı etmeye, uzlaşmaya çağırmaya çalışırdı, Adile Teyzemizle çocukları. Hulusi Babamız da önce evladının görüşüne karşı çıkar, hayatına müdahale eder, sonradan yumuşardı. Hepsi aile içindeki iktidar dengesine, aile içindeki seçimlere müdahale etmeye meyilli bir güçten temelleniyordu: 'Devlet baba'dan (Zati bazısı ya komiser olurdu, yahut asker). Birol Güven'in müthiş bir biçimde kurguladığı Haluk, Tamer Karadağlı'nın şahane çalışmasıyla televizyonların marka karakterlerinden biri olmasının yanında, 'devlet baba' figüründen de ister istemez etkilenen bir Türk erkeği aynı zamanda. O döneme dek Türkiye'deki toplumsal seçimlere müdahale eden, bir şekilde gölgesini bu tercihlerin üzerinde hep hissettiğimiz bir baba figürü bu! Tıpkı Haluk'un sürekli olarak ailesiyle ilgili kararlarda uzlaşmaya davet edilmesi ve genelde de bu konuda başarılı olunması gibi, uzlaşmaya zaman zaman davet edilen ancak Haluk'un aksine bir uzlaşma mecburiyeti olmayan devlet baba...