Peki Birol Güven'in karakterlerinin kökleri nerelere dayanıyordu?
Çocuklar Duymasın, Haluk ve Meltem adlı birbirini çok da iyi tanımadan evlenen, iki çocuk sahibi olan, iki zıt karakterin öyküsünü anlatıyordu temelde. Bu iki karakterin dostları ve ailesi de dizinin yan unsurlarını oluşturmaktaydı. Terminolojiye 'Taş fırın erkeği' kelamını sokan Haluk, nispeten muhafazakâr bakış açısıyla, bir nevi klasik Türk erkeğini, anne Meltem'se çağdaş bakış açısıyla, modern Türk kadınını temsil ediyordu. Aslında Birol Güven, Türk izleyicisinin çok sevdiği bir yapıyı, günümüz şartlarında modellemişti. Türk izleyicisi aile ilişkilerini, aile modellerini izlemeyi, iyi-kötü bir 'aile evi ortamında' geçen hikâyeleri ekranda görmeyi yazlık sinemalardan bu yana seviyordu. Örneğin Haluk, 70'lerde
Neşeli Günler'in,
Gülen Gözler'in Münir Özkul tarafından canlandırılan Yaşar Ustası'ndan da izler taşıyordu, Yeşilçam'ın Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan tarafından canlandırılan tatlı-sert babalarından da. Hatta 90'ların fenomen dizisi
Süper Baba'nın Fiko'sundan bile kimi izler gelip Haluk'a eklenmişti. Tüm bu karakterlerin etkisinde ama kendine özgü, 80'lerde genç olmuş bir baba figürüydü Haluk. Meltem'se benzer filmlerdeki Adile Teyze'lerin, Aliye Rona'ların epey ilerisinde bir figürdü. Bu iki zıt karakterin atışmaları genelde Haluk ekseninde tıkandığı için (En basitinden Meltem belgesel izlmek istiyorsa, Haluk maç izlemek isterdi...), temelde dizinin 'Haluk'un, ailesiyle uzlaşması, ailesinin Haluk'un haklı olduğu noktaları kabullenmesi' düzleminde ilerlediğini söylemek mümkün.