Yüzyıllara meydan okuyan mimarisi, zengin süslemeleri ve eşsiz konumuyla dikkat çeken İshak Paşa Sarayı; Ahmed-i Hani Türbesi, Urartu Kalesi, Ahmed-i Hani Müzesi ve Eski Bayezid Camisi gibi önemli tarihi ve kültürel değerlerle birlikte Doğubayazıt'ı dört mevsim cazibe merkezi haline getiriyor. Kartal yuvasını andıran görünümüyle ziyaretçilerini büyüleyen sarayda, çetin kış koşullarına rağmen geçmişte kullanıldığı tahmin edilen merkezi ısıtma sistemine ait izler de ilgi çekiyor.

DOĞU VE BATI SANATI AYNI ÇATIDA
Ağrı Müze Müdürü Yunus Yavuz, yaptığı açıklamada, "Şu anda İshak Paşa Sarayı'nın ikinci avlusundayız. Sarayın yapımına 1684 yılında Çıldır Atabeylerinden Çolak Abdipaşa döneminde başlanıyor. 1785 yılında ise İshak Paşa tarafından tamamlanıyor. Bunu harem kapısındaki kitabelerden anlıyoruz. Sarayı önemli kılan unsurların başında üzerindeki motifler ve süslemeler geliyor. Doğunun bitkisel ve geometrik motiflerinin Selçuklu-İran etkisi altında geliştiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra batı etkisinde rokoko ve barok sanat anlayışı da kullanılmış. Yapım süreci uzun sürdüğü için farklı sanat akımlarının burada harmanlandığını söyleyebiliriz. Bu yönüyle çok kıymetli bir sanat eseri."ifadelerini kullandı.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE ETKİSİ
Yavuz, ziyaretçi sayısındaki artışa da dikkat çekerek, "Saray 2000 yılından itibaren UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi'nde yer alıyor. 2025 yılı itibarıyla 200 binin üzerinde ziyaretçi ağırladık. Özellikle terörsüz Türkiye süreciyle birlikte bu sayının önümüzdeki dönemde daha da artacağına inanıyoruz" dedi.

DOĞU ANADOLU'NUN PARLAYAN YILDIZI
Tarihi dokusu, mimari zenginliği ve artan ziyaretçi sayısıyla İshak Paşa Sarayı, Doğu Anadolu'nun kültür turizmindeki en önemli duraklarından biri olmayı sürdürüyor. Bölgeye gelen turistler, hem Osmanlı'nın ihtişamını yerinde görme fırsatı buluyor hem de Doğubayazıt'ın eşsiz tarih yolculuğuna tanıklık ediyor.


