Bir Bulut Olsam'da canlandırdığı şarkıcı 'Bahar' rolüyle dikkat çeken ve ardından 'Kahramanlar' dizisinde polisi canlanırdan Şükran Ovalı; bu akşam finali yayınlanacak 'Reis'te 'Nazlı'yı oynuyor. Her projesinde farklı rollerle izleyicinin karşısına çıkmayı tercih ettiğini belirten Ovalı ile diziyi ve oyunculukmacerasını konuştuk.\n\n
UFAK BİR DÜNYASI VAR\n 'Nazlı' karakterinde sizi en çok etkiledi?\nBen her projemde başka başka roller oynamak istiyorum. 'Nazlı' da farklı bir karakterdi. Onun gerçekten çok ufak bir dünyası var; bizden biri, çok uç bir tarafı yok. Bir önceki rollerime bakarsanız; 'Bir Bulut Olsam'da şarkıcı, 'Kahramanlar'da da polistim. 'Nazlı' ise bambaşka bir karakter...\ndaha sıcakkanlıyım\n\n
'Nazlı' içe dönük biri, sizse daha enerjiksiniz. 'Nazlı'yla ortak yönleriniz var mı?\nBen 'Nazlı'ya göre daha sıcakkanlıyım. Ama tabii ki benim de yer yer durduğum, içe kapandığım, daha az konuştuğum zamanlar oluyor.\n\n
'Bir Bulut Olsam'daki rolünüz dikkat çekmişti. Ondan sonra aynı tarzda rollerin teklif edilmesinden korktunuz mu?\nAslında ben bu konuda çok şanslıyım. Bire bir ona benzer roller teklif edilmedi. Ama ben iyice şarkıcı 'Bahar'ı akıldan silecek bir proje olmasını istedim.\n\n
İddialı rolleri canlandırmayı seviyor musunuz?\nİddiasız bir rol de bana çok iddialı geliyor. Çünkü 'diğeri' olmak hayattaki en zor şey... En önde olmak, 'diğeri' olmaktan daha kolay...\n\n
BEN DE KABUL ENİRDİM !\n 'Nazlı' sonunda, sevdiği adamın başka bir kadına aşık olduğunu kabulleniyor. Sizin tepkiniz nasıl olurdu?\nSevdiğim insan bir başkasını seviyorsa, ben de kabullenirim. Ben kendimi eleştirirken bile böyleyim. Kendimle savaşmaktan yorulurum. Kısacası 'Nazlı'nınki gibi bir şey yaşasaydım, çeker giderdim. Başka birini sevdiğini bildiğim bir adamın peşinden koşacağımı sanmıyorum.\n\n
Ayrılınca arkadaş kalmayı mı tercih ediyorsunuz?\nOlabilirsek ne âlâ! Kalamıyorsak zaten iyi bir ilişki yaşamamışızdır aslında... Her gün görüşülmeli demiyorum ama karşılaştığın zaman selam verebilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir ilişki bittikten sonra çiftlerin birbirleri hakkında konuşmasını da anlamıyorum. Özellikle uzun süreli ilişkilerde bu bana garip geliyor. Bir sürü paylaşım var sonuçta ve onların hiç yaşanmamış gibi davranılması saçma... Düşman olmanın anlamı yok! Her şey iyiyken güzel de olmayınca "Ben yokum!" demek bana çok samimi gelmiyor.\n\n
ÇOCUKLUK AŞKIM OLMADI\n
Nazlı çocukluk aşkını yıllarca beklemiş. Siz de onun gibi bir aşk yaşadınız mı?\nHayır, 15 yıl sevdiğim bir çocukluk aşkım olmadı. Ama bunu yaşayan çok arkadaşım var. Aşık olduğun adam; senin çocukluğunu bilen, seni en iyi tanıyan insan oluyor. Bu hem çok güzel, hem de zor olsa gerek.\n\n
Siz aşkı nasıl yaşıyorsunuz?\nBunun belli bir matematiği, belli bir kalıbı olduğunu sanmıyorum. Elimi kolumu koyacak bir yer bulamadığım zaman aşık olduğumu hissediyorum. Gördüğüm zaman elinde olmadan başka bir hal alıyorsam, kalbim çok hızlı çarpıyorsa, ne yapacağımı bilmiyorsam, o kişiye bir şeyler hissettiğimi anlıyorum.\n\n
KAPRİSLİ BİR OYUNCU DEĞİLİM\n
Birçok oyuncunun kaprisli olduğundan yakınılır. Siz de kaprisli bir oyuncu musunuz?\nHiçbir zaman kaprisli biri olmadım, olacağımı da sanmıyorum. Oyunculuğun kaprisle ilintili olduğunu da düşünmüyorum. Kapris yapmak gerçekten çok çirkin bir şey... Empati denen bir şey var; kendini, karşındaki insanın yerine koyarsan zaten kapris yapmazsın. Bu sektörde hepimiz birbirimize yardım etmek zorundayız. Kimsenin böyle bir şeye hakkı yok. Kapris yapılınca, iş daha çok uzar. Sonuçta oyunculuk da bir meslek... "Hadi televizyonda gözükelim" diye toplandığımızı düşünmüyorum. Ayrıca set arkasında çalışanların işi bizden çok daha zor.\n\n \n\n
MERVE YURTYAPAN\n\n