Almanya’da yaşayan araştırmacı Şenol Şahin Çörekçi, Türk işçilerin Almanya’ya 1960’lardan sonra değil, 1910’lu yıllarda gitmeye başladığını söyledi. Almanya’da Türklerle ilgili haberlerin yayımlandığı gazetelerden koleksiyon da yapan Çörekçi, “1914 yılında yayımlanan gazetelerde, Alman fabrikalarında çalışan Türk işçilerin fotoğraflarına rastlıyoruz” dedi. Türklerin çalışmak üzere Almanya’ya gitmelerinin miladı olarak, Türk-Alman İşgücü Alımı Anlaşması’nın imzalandığı 31 Ekim 1961 tarihini kabul etmenin yanlış olacağını savunan Çörekçi, Alman devlet kütüphaneleri ile özel kitap koleksiyonlarında yaptığı araştırmalarda Türk işçi ve öğrencilerin 1900’lerin başında Almanya’ya gittiğini tespit ettiğini ifade etti.\n\n
DERNEK BİLE KURULDU\n\nİki ülkenin 1900’lü yıllarda da dost olduğunu, Türk işçi ve öğrencilerin Almanya’ya gitmeleri için, “Die Deutsch-Türkische Vereinigung” (Birleşme Derneği) adıyla bir dernek kurulduğunu belirten Çörekçi, bu derneğin ilk başkanının da Enver Paşa olduğunu söyledi. Enver Paşa’nın Türkiye’yi her alanda ileri götürecek nesiller yetiştirilmesini sağlamayı amaçladığını belirten Çörekçi, “Böylece Türk, Ermeni, Arap, Yahudi asıllı yüzlerce öğrenci ve işçi, bu tarihten sonra kafileler halinde Almanya’ya gönderilmeye başlandı. Sultan Reşad ve Alman İmparatoru Kaiser 2. Wilhem, bu derneğin kurulması için çaba gösterenleri tebrik etmişlerdir” dedi. Çörekçi, “Göçün 50. Yılı” ifadesinin yanlış olduğunu belirterek, “Bunu söylemek, 1960’lı yıllardan önce Almanya’ya gelerek, sonradan gelenlere zemin hazırlayan Türk vatandaşlarına saygısızlık olmaz mı? Misafir İşçi Anlaşması’nın 50. yılı denirse bu hata düzeltilebilir” dedi.\n\n
Münih, Türklerle “Viyana kuşatması”nda tanıştı\n\nALMANYA’NIN Münih kentinde düzenlenen konferansta, kentin Türklerle ilk tanışması da dile getirildi. Münih Belediyesi arşiv müdürlüğünden Dr. Andreas Heusler Münih kentinin Türklerle ilk ilişkilerinin Viyana kuşatması sonrası getirilen esirlerle başladığını belirtti. Heusler, “Bavyera sarayında esirler tarafından kazılan hendeklere Türk hendekleri adı verildi. Kral, sarayları kanallarla biribirine bağlamak için esirlere kanal kazdırdı. Ancak bunlar tamamlanamadı. Halk esirlerin anısına sonradan tekrar kapatılan kanallardan en önemlilerinden birine ‘Türkler Caddesi’ adını verdi” bilgisini verdi.. Sadece tarihi olayların değil, özgeçmişlerin de iki ulus arasında tarihi bir köprü olduğunu belirten Heusler, Siegfried Lichtenstötter isimli Doğu ve Türk kültürü hayranı Alman’ın daha sonra Dr. Mehmet Emin Efendi adını alarak “Türklerin Geleceği” isimli bir kitap yazdığını söyledi. Münih’te Türk izlerinin bir çok bölgede görüldüğünü belirten Dr. Andreas Heusler, ünlü Oktoberfest yapılmadan önceki tarihlerde Max Emmanuel tarafından getirilen Türk çadırının bugünkü alanda kurulduğunu dile getirdi. Heusler, Viyana kuşatmasından sonra getirilen bir Türk sancağının 2. Dünya Savaşı sırasında kaybolduğunu ve muhtemelen tahta bir sandıkta gün ışığına çıkarılacağı günü beklediğini sözlerine ekledi.\n\n \n\n
Tuba TÜRKER / MÜNİH